Mustafa Çelik

Yeni Akit

Dinin ve dindarlığın yanlış anlaşılması

Allah'ın gönderdiği hayat kanunlarının mecmuûna din denir. İman üzere dini kuralların benimsenip yaşanmasına dindarlık, dini değerleri hayatına tatbik eden kişi ve toplumlara, dindar kişi ve toplum adı verilir. Allah'ın dinini din edinmeyenler dindar sayılmazlar. Allah'ın diniyle idare olunmak istemeyen ferdlere, ailelere, cemiyetlere dindar denil

Gündemleri kardeşlik olanların icraatları kalleşlik olmaz

Kardeşlik, Müslümanlığımızın bir gereğidir. Müslüman olmak, evleviyatla insan olmanın hakkını vermektir. Müslüman olmak, Rabbimizin insandan beklediğini gerçekleştirmek için sa'yü gayret göstermektir. Rabbimiz kullarından kardeşlik istiyor. Kardeş olmak; Müslümanların dertleriyle hemdert olmaktır. İnsanlığın barış ve huzuru için hayrın anahtarı şe

Ümmet bölünmez, Müslümanlar eğilmez

Müslümanların inanç lügatlerinde korku yok cesaret var, esaret yok şehadet var. Mektebinde şehadet olan bir ümmetin hayatında esaret olmaz. Bunun aksini iddia eden belli ki İslâm'ı ve İslâm ümmetini tanımamış bir yobaz. Müslümanlar olarak rengimiz, dilimiz, ırkımız, mezhebimiz, meşrebimiz, coğrafyamız farklı olabilir ama ümmetimiz asla ve kat'a fa

Bayram İslâm ümmetinin sevgi hazinesidir

Kurban, Rabbimize kurbiyyet vesilesidir. İslâm'da bütün makamlar ve unvanlar, bir tek makama, bir tek unvana kurban etmek içindir. O makam, o unvan da Allah'a kulluk makamı ve unvanıdır. Makamınızı, unvanınızı, diplomanızı, doktoranızı Allah'a kulluk etmekten üstün tutuyorsanız, Allah'a kulluğa kurban etmiyorsanız, kurban bayramını kutlamaya hakkın

Mazlumlara umut olmak

Bil ki; Hak, savunulmayı bizzat 'hak' oluşundan alır. Bu nedenledir ki, insanlığın hidayet önderleri olan tüm peygamberlerin ve onların takipçilerinin görevi, "hakkı tutup kaldırmak" ve "mazlumları sevindirmek" olmuştur.Allah'ın arzında ehl-i imanın değişmez görevlerinden birisi de, insanlıkta eşi, dinde kardeşi olan mazlumu savunmaktır. Dinde zal

Uğruna öleceğin bir davan yoksa yaşadığın hayat senin değildir

Müslüman; davası, daveti ve duası olandır. Davasız, davetsiz ve duasız kalan baştan sona bir yalandır. Dava yaşanandır, yaşanmayan dava yarına kalmayandır. Mü'min olarak Allah katındaki değerimiz davamızdan, davetimizden ve duamızdan geliyor: "De ki: 'Duanız (davanız, davetiniz ibadet ve niyazınız) olmasa Allah size ne diye değer versin!' (Ey inkâ

Firavunculuk oyunlarının sonu hezimettir

Allah'ın arzında gerek hile ve desiseyle ve gerekse yasalar ve kanunlar yoluyla insanlığa kurulmuş ne kadar tuzak ve kumpas varsa, bunların hepsi firavunluktan sayılır. "Firavuna karşı olmak yetmez, Musa'nın yanında olmak gerekir." Firavun ve Samiri arasında tercih yapmak zorunda kalmışsanız, Musa'nın geri gelmeyeceğine kendinizi ikna etmişsiniz de

Güç zehirlenmesi izmihlaldir

Allah'ın dini aldatmaya ve aldanmaya kapalıdır. Din ile aldatılan toplumlar, dini bilmeyen toplumlardır. Dindar olmak; dinde olmayanı bırakıp dinde olanı bilmek ve yapmaktır. Küffar kendini ne kadar büyük görürse görsün, gözümüzün gördüğü kadardır. Küffar karşısında Müslümanın en büyük silahı, kalbindeki imanıdır. İman silahı asla tutukluk yapmaz.

Müslümanları kaybetmeyi önemsemeyenlerin istikballeri olmaz2

Müslümanlar dünyanın neresinde bulunurlarsa bulunsunlar, birbirlerini önemsemekle var olurlar ve varlıklarını devam ettirirler. Müslümanlar olarak birbirimizi önemsemediğimiz, itibardan düşürdüğümüz an, dinimizin düşmanlarının sefer kazandıkları andır. Mekkeli müşrikler Hz. Peygamber (sav)'den fakir Müslümanları önemsememesini istiyorlardı. "Rab'l

Müslümanları kaybetmeyi önemsemeyenlerin istikballeri olmaz1

İslâm'ı ve Müslümanı birlikte görmek gerekir. İslâm'ın olduğu yerde Müslüman olur, Müslümanın olduğu yerde bir tek İslâm uygulanır. Batının kanunları, değerleri karşısında eziklik kompleksine kapılıp İslâmî kanunları reddedip Müslümanları hor ve hakir görüyorsunuz, kendi istikbaliniz ve istiklalinize karşı savaşıyorsunuz demektir. Geçmişte Mısır m