Faiz Allah ve Rasûlüne karşı ilan-ı harptir

Allah bir şeyi yasaklamışsa onu tartışmak, meşrulaştırmaya kalkışmak, iman ile bağdaşmaz. "Faizsiz yaşanamaz" inancı, devr-i cahiliyyeye geri dönüş yapmaya çalışan mürtecilerin inancıdır. İmanı olan hiç kimse faizi savunamaz, faizcilerin yanında yer alamaz. Peygamber (sav)'in sahabeleri faiz yasağını duyduklarında "niçin veya neden" demeden faizden uzaklaştılar. Günümüzde faizin meşruluğuna dair delil arayanlar, Allah'a olan imanlarını kaybetmiş olanlardır. Faiz, Allah ve Rasûlüne karşı ilanı harptir. Faizciler doğrudan doğruya Allah ve Rasûlü ile savaşanlardır. Bu bir vahşettir. Bu vahşetten bizleri haberdar eden Kur'ân'dır. "Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve eğer müminlerseniz faizden kalanı bırakın. Eğer böyle yapmazsanız, o zaman Allah'a ve Rasûlüne karşı savaş açmış olduğunuzu bilin." (Bakara Sûresi 278-279) Bu âyete dikkat etmek gerek! Şöyle ki: Kur'an'da hiçbir günah için, "Allah'a ve Rasûlüne karşı savaş açma" tabiri kullanılmamıştır. Allah'a ve Rasûlüne karşı savaş açma ifadesi sadece faiz yiyenler için kullanılmıştır. Faizin Allahû Teâlâ katında ne kadar büyük bir günah olduğunu açıklamaya herhalde bu kadarı yeter. Şimdi ey faiz yiyen kişi! Yemiş olduğun faiz sebebiyle nasıl bir savaşın içine girdiğinin farkında mısın Sen faize bulaşarak Allah'a ve Rasûlüne savaş ilan etmiş oldun. Allah ile savaşan hiç galip gelir mi Rasûlüne savaş açan hangi yüzle O'ndan şefaat ister İbni Abbas hazretleri tefsirini yapmış olduğumuz ayet-i kerime hakkında şöyle der: "Kıyamet günü faiz yiyen kimseye: "Savaş için silahını al" denilecektir. "Böyle yapmasanız -yani faizi terk etmezseniz- Allah'a ve