M. Fahri Utkan

Yeni Asya

Bir aile olmak

İlginç bir ankete rastladım:Yaklaşık 200 kişiye "Ölümünüze sadece iki saat kaldığını öğrenseniz ne yapardınız" diye soru sorulmuş. Her beş kişiden dördü son saatlerini eşiyle, çocuklarıyla veya anne babasıyla geçireceğini belirtmiş. Sadece bu anket bile insan hayatında ailenin ne kadar önemli olduğunu bizlere anlatıyor. Bizlerin inancına göre insan

Üstad, Üstad'ı anlatıyor

19 RAMAZAN 1445Birincisi: Fen ve felsefenin tasallutuyla ve maddiyun ve tabiiyyun taunu, beşer içine intişar etmesiyle, her şeyden evvel felsefeyi ve maddiyun fikrini tam susturacak bir tarzda imanı kurtarmaktır. Ehl-i imanı dalâletten muhafaza etmek ve bu vazife hem dünya, hem her şeyi bırakmakla, çok zaman tetkikat ile meşguliyeti iktiza ettiğind

Üstad, Üstad'ı anlatıyor

17 RAMAZAN 1445- "Nasıl ki âciz, zaif bir adam, bir batmanı kaldıramadığı hâlde on batman yük üstüne yığılmış bulunsa ve dostları onu çok kuvvetli bilip ona gizli zaafına yardımdan ziyade ondan yardım istedikleri hâlde, o bîçare de onların hüsnüzannını kırmamak veyahut kendini çok aşağı göstermemek için gayet ağır ve soğuk olan gösteriş ve tekellüf

Üstad, Üstadı anlatıyor - 14 Ramazan 1445

- "benim hayatım Risale-i Nur'a bir nevi çekirdek olabilir. Kur'ân'ın feyziyle, Cenab-ı Hakkın ihsanıyla o çekirdekten risale-i Nur'un meyvedar, kıymettar bir ağaç hükmüne icad-ı İlâhî ile geçmesidir. Ben bir çekirdektim, çürüdüm, gittim. Bütün kıymet Kur'ân-ı Hakîm'in manası ve hakikatli tefsiri olan risale-i Nur'a aittir." (E.L.:730)- Eski dahili

Üstad, Üstadı anlatıyor

(11 Ramazan 1445)"Nasıl ki bir çam ağacının buğday tanesi kadar bir çekirdeği, koca çam ağacına bir mebde oluyor; kudret-i İlâhî o acip ağacı o çekirdekten halk ediyor. Milyondan ancak bir hisse o çekirdekte bulunurken, o çekirdek kader kalemiyle yazılan manevî bir fihriste olmuş. Yoksa bir köy kadar fabrikalar lâzımdır ki, o acip ağaç, dal ve buda

Üstad, Üstadı anlatıyor

Kendim, değil yalnız lâyık olmadığım o makamları, belki hakikî hayat-ı ebediyenin makamlarını dahi feda etmeye, risale-i nur'dan aldığım ders-i şefkat cihetiyle terk ederim. Halis bir hadim olarak, hakikat-i ihlâsla, her şeyin fevkinde hakaik-ı imaniyeyi on adama ders vermek, büyük bir kutbiyetle binler adamı irşat etmekten daha ehemmiyetli görüyor

Üstad, Üstadı anlatıyor - (08 Ramazan 1445)

- Risale-i nur Şakirtlerine lâyık bir üstada muvafık bir ulvî mertebe ve fazileti, bîçare, kusurlu bu şahsımda kabul ettikleri sebebiyle gayret ve şevkleriyle çalışmaları, bu noktada haddimden ziyade hüsnü zanları kabul edilebilir. (E.L.136)- Kendi şahsıma baktım ki; kurumuş, çürümüş, vazifesi bitmiş bir hurma çekirdeği hükmünde iken, risale-i nur

Üstad, Üstadı anlatıyor

- "Ben âciz, zayıf, gurbette, menfi, yarım ümmî.." (Şua'lar.14. şua:714)- Risale-i Nur'un hadimlerinden 'zayıf bir hadimi'. (E.L.67. 12. Mek) - Ben "risale-i Nur'unbir şakirdi" olmak itibarıyla.(E.L.95) - "..benim hayatım Risale-i Nur'a bir nevi çekirdek olabilir." (E.Lah.2.shf.730) - "Risale-i nur, Kur'ân'ın malıdır. Benim ne haddim var ki, sahip

Üstad, Üstadı anlatıyor

"..Benim gibi çok itirazata ve tenkidata medar olabilen ve sukut edebilen çürük bir direk.." (Mek.626) "Eski Said'in serkeş, müftehir, mağrur, ucublu, riyakâr nefsi..."(Sözler.769) ...müzekka (tezkiye edilmemiş, aklanmamış) olmayan nefis.. (Sözler.769) "Kendini recul-i facir (haram ve günaha dalmış kötü insan) bilmelisin." (Sözler.769) "..münzev

Üstad, Üstad'ı anlatıyor

"Cenab-ı Hak, benim gibi kalemsiz, yarım ümmî, diyar-ı gurbette kimsesiz, ihtilâttan men edilmiş bir tarzda; kuvvetli, ciddî, samimî, gayyur, fedakâr ve kalemleri birer elmas kılıç olan kardeşleri bana muavin ihsan etti. Zayıf ve âciz omzuma çok ağır gelen vazife-i Kur'âniyeyi, o kuvvetli omuzlara bindirdi, kemal-i kereminden, yükümü hafifleştirdi.