Kâzım Güleçyüz

Yeni Asya

"Bütün hissiyatınızla ittifak ediniz"

Şahs-ı manevîdeki sır ve mananın bilhassa sıkıntılı fitne ortamlarında çok daha kapsayıcı bir çerçevede düşünülüp yaşanmasına çok büyük bir ihtiyaç var.Ehl-i dalâletin tam bir tesanüd hâlinde, âdeta cemaatleşmenin getirdiği bir şahs-ı manevînin dehasından aldığı ilâve güçle hücumuna karşı, ehl-i hakkın o kuvveti dengeleyip göğüsleyecek ve etkisiz h

Şahs-ı manevînin gücü

Tarih boyunca imanla küfür arasında cereyan eden mücadelenin, ahirzaman olarak nitelenen çağımızda daha da şiddetlenerek devam ettiği ve edeceği, bir gerçek.Bu mücadelede hedeflenen neticeleri alabilmek için her yola başvurulacağı ve insanların bilumum zaaf ve boşluklarının kullanılıp değerlendirilmek isteneceği de. Onun için her an çok dikkatli v

"Helâlleşmek lâzım ve zarurîdir"

Gerçek şu ki, hayatını aynı hizmete vakfetmiş insanlar arasında bile hasbelbeşer mizaç uyumsuzluğundan ve herhangi bir tâlî konuda fikir ayrılığından kaynaklanan tatsızlıklar olabiliyor.Önemli olan, bunları daha fazla büyümelerine imkân vermeden izale etmeye çalışmak veya mümkün olduğu ölçüde küçülterek, tesanüd ve ittihad manalarını tahrip edecek

Tesanüd ve ittihad

Bediüzzaman, İhlâs Risalesi'nde "İhlâsı kazanmak ve muhafaza etmek ve mânileri def etmek için rehberiniz olsun" diyerek sıraladığı dört düsturdan üçüncüsünde, "Ey Risale-i Nur şakirdleri talebeleri ve Kur'an'ın hizmetkârları" hitabından sonra şu ifadelerle devam ediyor:"Sizler ve bizler (...) insan-ı kâmil ismine lâyık bir şahs-ı manevînin âzâlarıy

Nur kimseyi incitmez

Elbette ki hakkın hatırını her zaman, her hal ve şartta âlî tutmamız ve hiçbir hatıra feda etmememiz gerekiyor.Ama bu prensibi, bilhassa "daire içindeki" cüz'î ve fer'î fikir ayrılıkları ile hissî imtizaçsızlıklara karşı kaba, haşin ve dışlayıcı tavırlarla mukabele etmenin gerekçesi olarak asla kullanmamalıyız. Muhatabiyetlerimizde, "Elimizde nur v

İmanda tevhid, kalplerin birliğini ister

Hayatını vakfettiği ideallerden birini "Müslümanların kardeşlik ve muhabbeti" olarak ifade edip, bunu İttihad-ı Muhammedî (asm) için yaptığı o muazzam, kapsamlı ve son derece kucaklayıcı tarifle de ortaya koyan ve Nur mesleğinde mü'minlerin kardeşliğinin esas olduğunu vurgulayan Bediüzzaman'ın bu yaklaşımı, aynı hizmet ekolünde beraberce çalışıp ga

Düşmanlığın devri kapandı

Bediüzzaman, 1911'de Şam'da irad ettiği Hutbe-i Şamiye'yi 1950'den sonra gözden geçirip tekrar yayınlarken şunları da ilâve etmiş:"Husumet ve adavetin düşmanlığın vakti bitti. İki harb-i umumî dünya savaşı, adavetin ne kadar fena, tahrip edici ve dehşetli zulüm olduğunu gösterdi. İçinde hiçbir fayda olmadığı tezahür etti." Bu sözler, iman hizmetine

Sevgi seferberliği

Asıl fedaîliğin sevgi odaklı bir hedef ve ideal için ortaya konulması gerektiğini ifade eden Üstad, muhabbeti kâinatın mayası olarak niteleyen tahkikî iman temelli bir düşünce sistemi geliştiriyor. Ve hizmetini de bu temele bina ediyor.Muhabbet ve şefkat eksenli bu hizmetin aslî hedefi, insanların öncelikle ebedî hayatlarını kurtarmaya çalışmak ve

Muhabbet fedaîliği

Kur'ân'ın rehberliğinde ve Hz. Peygamberin (asm) önderliğinde kurulan ve bütün mü'minleri içine alan ittihad-ı İslâmın ne şekilde hayata intikal ettirileceğinin prensipleri ortada.Bu çerçevede mü'minlere düşen en önemli görevlerden biri, ilme, hürriyet ve meşverete sarılıp, bu ittihad manasını bir an önce tesis ve tahakkuk ettirmek için gayret göst

Hakka hizmet ölçülerinden

Hakkın hatırını her zaman her hal ve şartta yüksek tutma prensibiyle irtibatlı bazı önemli ölçüleri de yine Risale-i Nur'da konuyla ilgili yapılan izahlardan aktaracak olursak:Takipçisi olduğumuz hizmet metodu itibarıyla "Hakka hizmet için intisap ettiğim meslek haktır ve daha güzeldir" diyebiliriz; ancak "Hak sadece benim mesleğimdir" diyerek teke


Warning: mysqli_close() expects exactly 1 parameter, 0 given in /home/koseyazarioku.com/public_html/themes/templates/footer.php on line 17