İmanda tevhid, kalplerin birliğini ister
Hayatını vakfettiği ideallerden birini "Müslümanların kardeşlik ve muhabbeti" olarak ifade edip, bunu İttihad-ı Muhammedî (asm) için yaptığı o muazzam, kapsamlı ve son derece kucaklayıcı tarifle de ortaya koyan ve Nur mesleğinde mü'minlerin kardeşliğinin esas olduğunu vurgulayan Bediüzzaman'ın bu yaklaşımı, aynı hizmet ekolünde beraberce çalışıp gayret gösterenler için çok daha fazlasıyla geçerli.
Talebelerine yazdığı lâhika mektuplarında en çok üzerinde durduğu hususlardan birinin tesanüd olması bundan. Hayatlarını iman dersleriyle ve bu derslerin istikrarlı bir şekilde devamına bağlı olarak gittikçe derinleşip güçlenen tahkikî bir imanla tanzim çabasındaki hizmet erbabının, "Tevhid-i imanî imanda birlik tevhid-i kulûbu kalplerin birliğini ister" sözündeki manayı en öncelikli ve fıtrî bir vazife olarak hayatlarına aksettirmeleri, imanın nuruyla aydınlanmış kalplerini bütün samimiyetleriyle birbirlerine açarak kucaklaşıp kenetlenmeleri gerekmez mi
Ne var ki, insanların hem nefisleriyle, hem de nefis bağlantılı sebeplere bağlı olarak birbirleriyle ilişkilerinde çoğu zaman değişik imtihanlardan geçtikleri bir vakıa. Özellikle birlikte yürütülen hizmetin gereği olarak yakın mesai içerisinde olanlar arasında mizaç ve meşrep farklılığından ileri gelen sıkıntılar çıkabilir. Gündeme gelen bir konuda fikir ayrılıkları da yaşanabilir.
Kimi zaman bunlar, aradaki kardeşlik bağlarının sınandığı zorlu imtihanlara da dönüşebilir. İşte bilhassa böyle durumlarda nasıl davranılması gerektiğine ışık tutan son derece önemli ölçü ve prensipleri de lâhikalarda görmekteyiz.