Fatma Barbarosoğlu

Yeni Şafak

Müslüman Kadın Kimliği II

Tanzimat modernleşmesi, Müslüman kadınların okuma yazma bilmesi, iyi bir eğitim alması gerektiğine dair tartışmalar eşliğinde, Cumhuriyet modernleşmesi, Batılı hemcinsleri gibi olabilmesi için erkeklerin yaptığı her işi yapan yeni Türk kadını kimliği üzerine inşa edildi. Bu inşa, 20. yüzyıl modernleşme politikalarının hemen hepsinin ortak noktası.

Müslüman kadın kimliği (1)

Bu haftadan itibaren Nazife Şişman ile 1999 yılında Adapazarı depreminin yıkıntıları, kederleri içinde, kucağımızda bebeklerimizle hazırladığımız Kamusal Alanda Başörtülüler kitabının bazı bölümlerini tefrika olarak dikkatinize sunmaya başlıyorum. 25 yıl önce başörtülü genç kızlar "neden başlarını örtüyorlar" sorusu eşliğinde araştırmaların konusu

-11- Sekiz kurşun

Dr. Seyfettin'in beni tehdit etmesinden iki hafta sonra annem aniden rahatsızlandı. Apar topar Akşehir'e gittim. Safra kesesi neredeyse patlama noktasına gelmişti. Ameliyattan sonra bir hafta daha Akşehir'de kalacak sonra birkaç günlüğüne evime uğrayacaktım. Selvinaz, ev sahibinin seni görmesi gerekiyor, diye tutturmuştu.Annem Ramazan'ı onunla geçi

-10- "Doktor Hanım, örgüt gidiş biletinizi takdim ediyor"

İlk üç ay gün sayarak, ikinci üç ay hatıra biriktirerek geçti. Artık eskisi kadar kaderi düşünmüyordum. Kader düşünülmez yaşanır, diyordum. E. gelmiyordu artık. O mu beni azat etmişti ben mi yalnızlığın nehrinde hürriyetin peşi sıra yüzmüştüm, bilmiyorum. Annem sahiden zengin bir yerde olduğuma ikna olmuştu. Haberlere inanma sen, demiştim. Tel

-9- Adı Leyla aklı dağlarda

Kara derin gözleri vardı. Gece gibiydi Leyla. Ya da burada gece Leyla gibiydi.Leyla molotofkokteyli atıyor, taş atıyor polisler yakalayıp bana getiriyordu. Yaptığının ne kadar farkında diye. Leyla, dedim, siz taş atarsanız buraya öğretmen gelmez, doktor gelmez. Öğretmen gelmezse siz okuma yazma öğrenemezsiniz. Doktor gelmezse hastalarınızı ta Van'a

-8- Bugün Giravi günü olsun

Geçen hafta çok hasta idim. Doktorlar hasta olmaz. Pazartesi günü kırk derece ateşle gittim hastaneye. Akşama kadar hasta baktım. Dert dinledim, dert çektim. Sekreterim Lalezar ertesi gün meyve sıkacağı ve dört kilo portakal ile geldi. Saat başı bana portakal sıkıp içirdi. Portakal suyunu içirirken beni neşelendirmeyi ihmal etmeyerek. Bugün Giravi

-7- Doktorun gözyaşlarına özel muamele

Nilay'ın mihmandarlığında, gaz maskesi mecazı eşliğinde, saniyelerin üzerine imzamızı atmaya karar verince, yavaş yavaş Mecburiyet Caddesi'nin dışına çıkmaya başladık. Önce Lalezar'ın amcasının oğlunun düğününe gittik, halay çektik. Kızların fistanına bittik kül olduk. Ne güzel ne estetik kıyafetlerdi. Nilay, ben de istiyorum, diye tutturdu. Laleza

6-Kışı bitimsiz, yazı tekinsiz yerde çocuk olmak

Başhekim, hastanenin bahçesine çocuk parkı kurdurdu. Kaydırağın başında sıraya girmiş olan çocukları saydım. Az kaydırak çok çocuk, dedim rakamlara yenik düşüp. İstanbul'un sadece hafta sonu şenlenen deniz kenarındaki parklarını düşündüm.Kışı bitimsiz, yazı tekinsiz bir yerde çocuk olmak…Şehrin bir ucundan öteki ucuna, sokak aralarına kurulacak par

Yalnızlığımdan gayri ne getirdim buraya Mecburiyet Caddesi

Doktorlar apartmanının balkonundan Mecburiyet Caddesi'ne "Ben sana mecburum" mısraı eşliğinde bakıyorum. Hakiki bir cadde değil de bir film seti gibi. Cadde olarak inşa edilmiş bir film seti. Yabancıları bile tanıyorum artık. Şenler Otel'e giren çıkanı biliyorum. Bu çalışandır. Bu şehre yeni gelmiş olandır. Selvinaz'ın "Dualarımdasın" cümlesinden s

4-Yaşamıyor gibi yaşamak

Gitmiyor gibi giden, nereye geldiğini nasıl anlayacak İlk zamanlar, gitmiyor gibi giden olarak GELENLERin dünyasına ziyadesiyle yabancı kaldım. Ama zaman içinde GELENLERin çoktan gittiğini, kendinden bile başka yere gittiğini gördüm. Eski sosyalistler buradan gidince yeni ulusalcı kimlikleri ile en yakınlarını bile şaşırtacak. Aileleri bile inanma