Evin İlyasoğlu

Cumhuriyet

51. İstanbul Festivali'nin ardından

Alman bariton Matthias Goerne (d. 1967)'yi ilk kez İşSanat'taki Mahler-Rückert Şarkıları ile tanımıştım. Weimar'da dünyaya gelen sanatçı Dietrich Fischer-Dieskau ve Elisabeth Schwarzkopf gibi çağın en büyük lied ustalarıyla çalışmış. Lied söylemek ince ve derin bir sanat türüdür. Şiirle şarkının evliliğidir. Özellikle 19. yüzyıl başındaSchubert, Sc

Suna Kan ile elli yıl önce çıktığı sahnede

Suna Kan 2011'de Boğaziçi Albert Long Hall konserlerine geldiğinde onunla bir söyleşi yapmıştık. Elli yıl önce aynı sahnede Ferhunde Erkin ile çaldığını anlatıyordu. Bu kez o sahnede Gürer Aykal yönetimindeki Borusan Oda Orkestrası ile çalacaktı. "Ferhunde Erkin ile bundan tam 50 yıl önce, 1961'de, bu salonda bir resital vermiştik. O günden beri il

Festivalin ilk günleri

İstanbul Müzik Festivali başlamadan bir gün önce gencecik piyanisti Edin Bora Yazıcı'yı Yeldeğirmeni Sanat'ın huzur verici ortamında dinledik. Dokuz yaşından beri Ali Darmar ile piyano çalışan Edin, aynı zamanda Sen Joseph Lisesi'nde 11.sınıf öğrencisi, MSGSÜ Konservatuvarı'nı yarı zamanlı olarak bitirmiş ve halen Ecole Normale'de Diploma Superior'

Leyla Gencer için requiem

"Requiem" ölüm duası anlamına gelir. Nice besteci yaşamının son yıllarında dinsel içerikli, geniş korolu bir yapıt bestelemiştir. Bu bir stabat mater veya requiem formundadır. Hele Mozart, o requiem'i sanki kendi ölümü için yazar. Rossini, 39 opera yazdıktan sonra 37 yaşına gelince artık bu işi noktalamış; daha da garip tarafı kendini mutfağa, yeme

Ersin Onay: Müzik dünyamızda bir kavşak

Bilkent Üniversitesi'nin müzik ve güzel sanatlar fakültesini kuran, piyanist ve eğitimci Prof. Dr. Ersin Onay'ı yitirmenin acısını yaşıyoruz. Öğretmenliği, piyanistliği, Bilkent gibi özel bir kurumun çatısı altındaki kuruculuğu ve yöneticiliği ile değerli izler bıraktı. Zehra Yıldız Vakfımızın da kurucu üyelerinden birisi olarak çok önemli katkılar

Leyla Gencer'i anma günleri

Bugünlerde sanat dünyamız Leyla Gencer'i 15. ölüm yılında anıyor. Konserler, paneller, konuşmalar yapılıyor. İlk anma, tam onun ölüm tarihine rastgelen 10 Mayıs akşamı Borusan Müzik Evi'nde yapıldı. Ben de bu panelistlerden birisiydim. Onun sanatsal kişiliği kadar sıradan insan olarak bıraktığı anılar da anlatıldı. Ahmet Erenli yönetimindeki paneld

Arvo Part'i dinlerken

Geçen hafta İşSanat'ta baştan sona, günümüzün mistik bestecisi Estonyalı Arvo Part'ı dinledik. Bugün yaşlılık dönemindeki nice besteci gibi o da ilk gençlik yıllarını savaşlar, rejim sorunları ve yoksulluğun gündeminde geçirmiş. Bu besteciler son dönem yapıtlarını Tanrı'ya yakarışla donatarak gençlik acılarını unutmaya çalıştılar: Gubaidulina (Rusy

Cumhuriyetin 10. ve 100. yıl marşları

"Onuncu Yıl Marşı"nın bestecisi Cemal Reşit Rey, çağdaş Türk müziğinin öncüsü, Türk beşlerinin en yaşlısı, ilk kez büyük senfonileri, konçertoları, operetleri ve revüleri bestelemiş şef, besteci ve piyanisttir. Yapıtlarındaki zengin melodileri, güçlü ritmi ve betimsel senfonik şiirleriyle gönülleri fethetmiştir. 1933'te bestelediği 10.Yıl Marşı'nın

İçinden yükselen coşkuyu çaldı

Piyanonun "ateşli" yorumcusu Arın Karamürsel'i yitirdik geçen hafta. Henüz Ayşegül Sarıca'nın acısı tazeyken onun kuşağından değerli bir piyanistimizi daha yitirmek klasik müzik çevresinde derin üzüntü yarattı. Bu özel insanların yeri kolay dolmuyor. Çünkü onların kuşağı kendini müziğe adamıştır, besteciye ve dinleyiciye sonsuz saygı duyar. Arın K

Gündemde hâlâ sanat da var

Gündemde "seçim" kargaşası var. Gündemde depremin acıları var. Neyse ki gündemde hâlâ sanat da var: Yaklaşan 51. İstanbul Müzik Festivali'nin ayak seslerini duymaya başladık. Bugünün maddi koşullarına göre İKSV yine de Cumhuriyetin 100. yılında yaratıcı bir program hazırlamış. Festivali uzun yıllar izlemiş kuşaklar da yeni katılacak dinleyiciler de