51. İstanbul Festivali'nin ardından

Alman bariton Matthias Goerne (d. 1967)'yi ilk kez İşSanat'taki Mahler-Rückert Şarkıları ile tanımıştım. Weimar'da dünyaya gelen sanatçı Dietrich Fischer-Dieskau ve Elisabeth Schwarzkopf gibi çağın en büyük lied ustalarıyla çalışmış. Lied söylemek ince ve derin bir sanat türüdür. Şiirle şarkının evliliğidir. Özellikle 19. yüzyıl başındaSchubert, Schumann ve çağ sonunda Gustav Mahler, Richard Strauss, Hugo Wolf gibi post Romantiklerle yeni boyutlar kazanmıştır. Liedler dramatik ve derin bir içerik taşırlar. Schubert ve Schumann piyano eşlikli liedler yazmışlar çağ sonundaki liedler orkestra eşlikli olarak bestelenmiştir.Bu sanatın tüm inceliklerini özümseyen bariton Matthias Goerne, festivalin programı içinde, Cemal Reşit Rey Salonu'ndaki kusursuz akustik ortamda lirik ve bilge bir yorum sundu. Kurduğu sağlam müzik cümleleri, cümle sonundaki özeni, pianissimo dediğimiz en küçük seslerle dahi söylerken dramatizmi koruması, şarkının içindeki şiirin her hecesini taşıdığı anlama göre vurgulaması, büyük ustalık göstergesiydi. Hollanda Kraliyet Concertgebouw Oda Orkestrası'nın eşliği de onunla bu bilgeliği paylaşıyordu. Keşke konservatuvarlarımızın şan hocaları bütün sınıflarını bu konsere getirseler, böyle bir ustanın canlı dinletisine tanık olsalar ve ardından günlerce onun tekniğini sınıfta tartışsalar diye düşündüm. Schubert, Wolf, Clara Schumann, Robert Schumann ve Brahms'ın romantik dönemi simgeleyen liedleriyle benim 51. festivalden en çok etkilendiğim konser oldu.FRANSIZ RÜZGÂRLARIFransız Sarayı'nın güzelim bahçesinde, yağmur damlaları altında ve kuşların eşliğinde dinlediğimiz Eric Le Sage ve üfleme çalgılar beşlisi "Le Vent Français", aynı dili konuşan bir aile gibiydi. Böylesi profesyonel üfleme çalgılar grubu her zaman bulunmaz. Beethoven'in "La ci darem le manon" çeşitlemeleri ve Mozart'ın K.452 Beşlisi dışında programın gerisi Ravel, Saint-Saens, Iber ve Poulenc gibi Fransız bestecilerine ayrılmıştı.ANNE-SOPHİE MUTTER'E YAŞAM BOYU BAŞARI ÖDÜLÜElimdeki 1981 tarihli bir CD'yi defalarca dinlemişimdir: Karajan yönetiminde 13 yaşında, kırmızı süveterli tombul bir kız Mendelssohn ve Bruch'un keman konçertolarını çalıyor. İşte geçen akşam İKSV Müzik Festivali bu yılki yaşam boyu başarı ödülünü ona, Anne-Sophie Mutter'e sundu. Ödülü sunan bilge festival yöneticilerimiz Yeşim Gürer Oymak ve Efruz Çakırkaya'nın zarafetine de hayran oldum. Bu festival kurulduğu günden beri kendine özgü ritüelleriyle yeni kuşaklar yetiştirerek devam ediyor. Onun için sürekli heyecan duyan izleyici kitlesine