Altan Çetin

Yenisöz

Medeniyet kendözümüz yahut ilim kendin bilmektir

Mavi Gök Yağız Yer Düşünen kişi şüphesiz düşündürmesini de bilendir. Aydın kimi zaman aydınlatarak kimi vakit karamsarlıklarıyla fark ettirir, uyarır, gösterir. Kendinde bildiklerini bildirerek kendözünden topluma konuşan bir varoluş hali şüphesiz içerik, görüntü ve işlev açısından zamanına faydalı olma ihtimali en fazla olandır demek yanlış olmay

Böyle Gördük Kurmacası yahut Kendözünden Yabancılaşmak

Tümel söylemlerin üst kurmacalara dönüştürüldüğü ya da kötülüğün iyi postuna bürünüp insanlığı iğfal ettiği çağlardayız. Gelenek kostümündeki "eskiler" üzerinden esasen modern ontolojisi taşıyan yeniler gelenekli toplumların medeniyetine karşı ironikzalimce hamle yapıyor. İşin trajik yanı ise gelenek yörüngesinde olduğunu sanan kitlenin kendi içler

Ahmed Yesevî'de Men Arefe yahut Kendini bildi ise Hakk'ı bildi

Kendini bilmek nedir İnsan kendi bilincine nasıl varır Niçin varmalıdır İnsanın kendini bildiği men arefe sıratından Hakka varan bir yolda erenler nice söz söyledi; yol gösterdi. Kendini bilmek ama ne için Hakikati bilmek, bilgelik özümüzden bizi nereye taşır Nerden geldik nereye gidiyoruz İşte Ahmed Yesevî pirimiz de bir yolbaşçı olarak bize hikme

Hacı Bektaş Velide Kendözin Bilmek yahut Men Arefe

Türkler İslamiyet anlayışları içinde kendini bilmek meselesine çok önem verdiler. Mevlana, Yunus Emre ve elbette Hacı Bektaş Veli bu konu üzerinde önemle durdu. "Men arefe nefsehu fekad arefe rabbahu" hadisi, Hacı Bektaş Velî'de oldukça sık kullanılır. Bu sözle, kendi nefsini bilen, idrak eden insanın Allah'ın zatını da idrak edebileceği anlatılır.

Neden Medeniyet Merkezli Tarih Okuması

Tarihhayat felsefemize dair olarak üçleme olarak kaleme alınan Sendeki Ben, Bendeki Biz, Bizdeki Can yazılarının temasındaki ana konu kendi bil olarak ifade edilen meselenin esasına dair idi. Bir de mavi gök yağız yer arasındaki halimiz... Tarih felsefemize dair diyorum çünkü insanı bilmek adına tarihe dair her bakış tarihi varlık, bilgi ve ahlak ü

Bizdeki can

Mavi Gök Yağız Yer Bizdeki cana baktım canan göründü candan. Temsil ile misallenen hakikati ayan kılar imiş. Pinhan olan aşikar olacaksa can cana değmeli imiş. Sendeki ben bana bendeki bizi gösterdi. Yol yürüdükçe bizdeki can aşikar oldu. Kendi sırrını kendi bilecek imiş insan. Bildim mi Kırk fırın ekmek ancak dişimin koğuna gider bu yolda. Sen ayn

Bendeki biz yahut öz canına düşman olmamak

Mavi Gök Yağız Yer Kendini bilmek derin bir mesele. İnsanlığın derin akan anlam dünyasında kendözün bilmek bir yandan "ben" kavramını inşa eden milli ciheti tetkik iken diğer yandan insanlık ile müşterek olanı tespit ile iki yönlü bir ortaklığı anlayarak kendi üzerine kendiliğini düşünmek işidir kendini bilmek. İlkinde bir milletin ferdi olarak diğ

Sendeki Ben: Kendözüm yahut Men Arefe

Mavi Gök Yağız Yer Sendeki beni bildikçe ben bendeki beni bildim. Sen şifa olmasan bendeki bilmek, sendeki bana beni gösteremezdi. Sen gözlerimde mana olmasan, sendeki ben bana görünmez; mavi gök yağız yer arafında benlik arasında yiter, senlik ile beni bilemezdim. Sendeki hicran ve muhabbet bana dokunmasa bendeki senlik ve benlik bizliği tarumar e

Nurettin Topçu ile Taklitten Tahkike Medeniyetçilik Davamız

Mavi Gök Yağız YerMedeniyet meselesi ve medeniyetçi milliyetçilik çerçevesi 21. Asırda Türklerin insanlığa bir kere daha sözünü söyleyeceği esas yer olarak görülmelidir. Medeniyetin toplum oluşturabilen, millet düzeyinde müştereklere sahip bu çerçevede devlet kuran ve nihayet bu bütünlük içinde şehre sahip olan bir anlam bütünlüğü olarak bakabiliri

Hz. Mevlana, Dede Efendi ve Tanpınar yahut Türk olmak

Klasikler bitmeyen bir döngü içerisinde hayatımızı besler dururlar. Hz. Mevlana bu meyanda imkânlar sunan bir köken şahsiyet ve yolbaşcı olarak Beni bu köyden yabancı tutmayın, sizin köyünüzde kendi evimi arıyorum. Her ne kadar düşman yüzlüysem de düşman değilim, gerçi Hintçe söylüyorsam da aslım Türk'tür, diyerek Türkistan'dan Türkiye'ye taşıdığı