Ali Hakkoymaz

Yeni Asya

İçtimaî ve Siyasî Sözlük (5)

EĞİTİME MUHTAÇ OKULLARİstediğiniz kadar okul yapın; harfleri birbirine tutturmaktan, iki ikiyi dörtlemekten öte gidemezsiniz! ünkü ne içine/niçine, ne asıla/nasıla/aslı ne'ye kapalısınız. ünkü "ufuk" kelimesiyle bir akrabalığınız yok! Ve bu yüzden âfâkisiniz! Sonsuza yürüyen insanı et-kemik sanıyorsunuz. Yanıyorsunuz, yakıyorsunuz, yanılıyorsunuz.

İçtimaî ve Siyasî Sözlük (4)

VASATLIK ÖZLEMİDünya çok gergin... Eller tetikte... Vergilerin çoğu silaha... Fukaralık umurunda değil beyfendilerin... Nutuklar, tehditler... Gırla kıyamet... Tamam da efendiler; bu dünyada sadece başkanlar yaşamıyor; halk diye birileri var ve hayat devam ediyor. Yorulmuşsunuzdur. are arayacak sabrınız kalmamıştır. İşiniz çok; kitaplardan uzak kal

İçtimaî ve Siyasî Sözlük (3)

MEMLEKETİMSana yaşadığım yerden konuşayım. Toprakları var; ekilmez. Ormanları cayır cayır yanar. Aş'ı yoktur ama... Aşı vardır. Vurundun mu bütün dertlerin biter. Kitap okuyanı binde bir... En ucuz para burda... Güneşi çok da... Kara bulutları eksik değil... Bir ipucu daha vereyim. Yunus'u olan bir yer de... Şimdi çok şiirsiz... *** ! İnsanlığı kim

İçtimaî ve Siyasî Sözlük (2)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN ÖZETİKütüphanenin arkası küflenmişti. Kitapları indirdik. Beli bükülmüş raflar kelimelerin ağırlığından kurtulduğuna birkaç günlüğüne sevinecekti! Ortalık göçüyor. Hangi kitaba baksam diye bakınırken "İkinci Yeni Savaşı/Attila İlhan"a uzanmışım gayr-i ihtiyarî. Baktım Attila İlhan imzalı. Tarih atmamış. Öyle ya şairler için

İçtimaî ve Siyasî Sözlük (1)

ÇÜRÜYÜŞAz gittik, uz gittik. Kış gittik, yaz gittik. Söz gittik, saz gittik. Yittik mi; n'ettik Evraklar bitik, abi! Neye dokunsan çürümüş! Bir şeyler yürümüş dem ve damarlarımıza! * MİLLÎ İRADE/İDARE Görevi millet vermişse... oradan da millet alır. Milleti yormayın. Bu çizgi dışı hâller yol olur; yarın hukuksuz kalırsınız. Milletin yakasını hemen,

Hayata bir hatıra bırak!

HAVADAN, SUDANGel! Ezber bozalım; "Havadan, sudan" konuşalım. « RANDEVU Kendinle en son ne zaman buluştun « DİL Bütün diller "aynı dili" konuşur! « HİKÂYE-İ AŞK Nerden bilsindi zavallı! Bilseydi eski türküleri söylemezdi. Yumuyor gözlerini; çöl gibi yakıyor. ağlayan gibi dağları denizlere bırakıyor. « OKUL YOLU (IKMAZI) ADRESLERİ Okul Yolu'ndan Ne

Bana bir yaşamak söyle

YAŞAMAKBana bir yaşamak söyle; Elleri cömert bir yaşamak... Ne yana dönsem gördüğüm... Bütün zamanları, mekânları aşk... Susmuş; istemediğim bütün sesler. Sinmiş boş hevesler, bitmiş düşman. Kuş şenliği, yaz gölgesi, çılgın kokular... Daha daha ne varsa baharlardan... Bana bir yaşamak söyle. Saadet toplayalım dallardan. KELİME VE KURŞUN Yaşamak ne

Konuşmak ve susmak (2)

Dünden devamRahmetli Yavuz Bahadıroğlu'nun şöhretinde payımın ciddî olduğunu -yine- "kendisinden" öğrenecektim. Gazetede yazmış: "Her okulda mı; şehirde mi! bir Ali Hakkoymaz olsa Türkiye'nin okuma oranı şöyle böyle olur." gibisinden... (Bir ağabeyim iletmişti bana bu sevincini; gazeteyi okuyunca. Bunu özellikle yazdım ki genç meslektaşlarım önce

Konuşmak ve susmak (1)

KonuşurkenAcaba dedi; Sustu. Yazıyordu... Eli kolu titredi; Bekledi. "Hürriyet..." Diyecek oldu; Arkadaşları dürttü. "Hakkın hatırı..." Bütün hatırların önündeydi... Ama, şey, yani... Zormuş, be! Susmak bile... Bile bile... AH Fotoğraf bilgisi: Yanımdaki hemen her şeyi konuşabildiğim Cemil Ertonga. O, edebiyatta okurken ben yeni öğretmen..

Kestane üniversitesi

Torpilsiz, aracısız işe alınır mıyım diye (saf saf) bir üniversitenin kapısını çaldımdı yıllar önce. Yakın zamandaHeyhat! Kapıların duvar; duvarların aşılmaz, telli dikenli olduğunu, hantalizmin kök saldığını, yerinde ve bizzat bir daha müşahede eyledim. Kızdım da kendime; bile bile ne diye (diye!) Haftada birkaç saat "şiir Tahlilleri, Şiir Saati