Yesevizade Alparslan Yasa

Milat

Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (98)

"Mehmed Akif şiirlerini yaratırken başlıca iki unsur kullanmıştı: Dinî, millî. Açık olarak görmeliyiz ki, ruhumuzda onun şiirlerine makes olan taraf, millî olan tellerdedir. Meselâ Çanakkaleyi anlatan şiir parçasında iç duygularımızı titreten vuruşlar, onun tasvir ettiği muhteşem ve âlemleri içine alan büyük ve muhayyel tabutun dinî anasırından değ

Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (97)

Akşam "Büyük Şef"e çok yakın bir gazete patronu ve başmuharriri olan Farmason ve muhtemelen Sabataî Necmeddin Sadık (Sadak)'ın Akşam gazetesinin 28 "Kânunuevvel" 1936, Pazartesi târihli nüshasının birinci sayfasında, Mehmed Âkif'ten bahis yoktur… Millî Mütefekkir ve Şâir'in vefât haberi, kendine ancak ikinci sayfanın müteferrik̆ haberleri arasında

Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (96)

Kurun'da Hakkı Süha Gezgin'in kadirşinâs makâlesi: "İçi boşalmış kabuk göğüslerin tak tak öttüğü demlerde onun Îmânla dolu varlığı göklerin sesini verdi" Kurun'un 30 Aralık 1936 târih ve 37 sayılı "Güzel Sanatlar, Kadın, Moda, Sinema" ilâvesinin 2. sayfasında, Mehmed Âkif hakkında, yan yana iki makâle mündericdir. Bunlardan biri Hakkı Süha Gezgin'i

Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (95)

"Mehmed Âkif'i okuyan adam, herşeyden önce büyük bir şâirle karşı karşıya olduğunu kabûl etmek ve san'atin insanı çekip götüren kudretine teslîm olmak vazıyetindedir" "Seneler geçti; Mehmet Akif'in eserlerini baştan sonuna kadar okudum; şairin arûz veznine olan hâkimiyeti, türkçeyi arûz çerçevesi içinde kullanıştaki ustalığı ilk bakışta göze çarpıy

Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (94)

Dîğer gazetelerde Mehmed Âkif'in vefâtı ve cenâzesi Matbûâtın geriye kalanı da prangalı olmakla berâber, bunlardan bâzıları, bu husûsta, "Yarı-Resmî Gazete" kadar lâkayd davranamıyorlar. Ne de olsa, halka hitâb ediyorlar ve beyin yıkıyan Maârife ve Resmî Propagandaya rağmen, halkın geniş bir kesimi, en yüksek mânevî değerleri temsîl eden Mehmed Âki

Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (93)

Kemalist Rejimin ve Sabataî Cemâatinin istenmiyen adamı: Mehmed Âkif 27 Aralık 1936 günü, akşam üzeri İstanbul'da vefât eden Mehmed Âkif merhûm, Kemalist Rejimin (ve onun hâkim unsuru olan Sabataî Cemâatinin), mümkün olsa, ismini dahi unutturmak istediği bir şahsıyetti. Rejim, onun için resmî cenâze merâsimi yapmamış, lâkin Üniversite gencliği ve h

Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (92)

Bu Münâfıkça neşriyâta tahammül edemiyen Mehmed Âkif (Rahmetullâhi aleyh), ona, 4 Mart 1910 târihli Sırât-ı Müstak̆îm'de (sayı: 78, ss. 409-410) neşredilen nezîh bir makâleyle mukâbele etti ve takrîzin hakîkatsizliğini teşhîr etti. Onun bu tenk̆îdî makâlesi, aynı zamânda, İslâmın tâlîm ettiği pek geniş fikir ve vicdân hürriyetinin şuûrlu bir ifâdes

Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (91)

Rahmetli Kâzım Karabekir Paşa'nın -İstiklâl Harbi'ne dâir bâzı hakîkatleri ifşâ ettiği için "Mutlak Şef"in şimşeklerini üzerine çeken- kitabının 1951'deki ikinci baskısının ön ve arka kapakları… Bu ikinci baskı gibi 1933'teki yakılan ilk baskısı da Sinan Omur tarafından yapılmıştı… *** Tetikciler, Karabekir'in –İstik̆l̃âl̃ Harbine dâir resmî yalan

Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (90)

(https://www.fikriyat.com/galeri/tarih/kazim-karabekirin-sahip-ciktigi-yetim-cocuklar; 28.4.2025) "Yetîm Babası"; şehîd yetîmi, küçüklü büyüklü, sıra sıra kalabalık bir çocuk topluluğunun ortasında görülüyor. (Ortada, sol baştaki siyah kalpaklı zâttan îtibâren sağa doğru yedinci zât, rahmetli Karabekir Paşa'dır. Allâh, cümlesine ganî ganî rahmet e

Mustafa Kemâl, Kâzım Karabekir'in çocuk kitabını aşağılıyor

Mustafa Kemâl, Kâzım Karabekir'in 5 Mayıs 1933 târihli Milliyet'te neşredilen ilk mektubuna, aynı gazetede ertesi gün "Millîci" nâmımüsteârıyle cevâb verirken, Şarkılı İbret isminde bir müsâmere neşrettiği için onunla alay etmiş, onu, bu gibi eserler yerine, İstiklâl Harbi hakkında bildiklerini anlatan eserler têlîf etmiye dâvet etmişti "Takdîse lâ