Lider başkanla, lider Türkiye'ye yürürken sıkıntılarımız

Zorlu bir süreçten geçiyoruz. Siyasilerin haline baktığımızda bilhassa muhalefetin muhalefeti; millet, devlet ve insanlık namına yapılan her hizmete, her faaliyete karşı çıkmanın adının muhalefet olarak belirlendiği, takım tutar gibi parti tutulduğu, dinsizliği din haline getiren CHP'nin 'helaleşmekardeşlik' reklam şovları, takıyye, kandırma ve aldatmanın maskesiyle milletin kandırılarak 'millet ittifakı' levhasının konulduğu siyasi hayatımız. Temel Karamollaoğlu'nun, Meral Akşener'in Ahmet Davutoğlu'nun Ali Babacan'ın CHP'nin din düşmanlıklarına bir kelimeyle, bir harf ile dahi itiraz etmeyişleri, 28 Şubat'ı tekrar getirmenin yolunun AK Parti iktidarından kurtulmak olduğunu belirtmeleri, Batı uşaklığı ve onların sözcüğü yapmaları sağduyu sahibi herkesi rahatsız ediyor. Vatan ve devlet düşmanlarının HDP adıyla terör ve bölücülüğü meclise taşıması da ülkemizdeki bir başka görüntü. Terörün, caniliğin, katliamın önderi olanın heykelini yapıp, paçavra olan bayraklarını ay yıldızlı bayrağımızın yerine dikmek, şehit kanlarıyla yoğrulan vatanımızı bölmek, minarelerde okunan ezanımızı susturmak hedefi olanların TBMM'ye sokulan siyaset. Bu terör örgütlerinin temsilcisini hapishanede ziyaret edip, özgürlüklerini istemek de sağduyu sahibi insanlardan oy isteyecek olan milliyetçimuhafazakârdindar siyasilerimiz. HDP'ye bakanlık verecekleri sözleri ve birliktelikleriyle de seçime hazırlanan siyasi partilerimiz! Bu millet ne yapsın Nefs muhasebesi yaparak sormamız gereken soru bu. Osmanlı düşmanlığı yapan hainlere ses çıkarmayışları, İzmir Belediye Başkanı'nın 'delalet ile dalalet' kelimelerini bilemeyecek, 'dalalet' yerine delalet kelimesiyle Osmanlı'nın değil kendisinin dalalette ve ihanette olduğunun hatırlatılmaması, İHL ve DİB düşmanlıklarını sineye çekmeleri, doğru dürüst cevap vermeyişleri de bir başka üzüntümüz. Fıtrattan uzaklaştırılan, cinsiyet değiştirme hayati olayı, LGBT lobisi, bu lobinin Avrupa Birliği fonuyla yayılması da ayrı ve önemli derdimiz, meselemiz. Küresel boyutta yaşanan ekonomik krizlerin ülkemize yansıyan sıkıntıları. Gençlerimizin idealsiz, hedefsiz, aidiyetindenkültüründen habersiz yetiştirilmesi, son yüz yıldır eğitim sistemimizin Batı işgali altında oluşu, dindiltarih şuuru veremeyişimiz yüzünden ülkesini terk etme planı yapmaları da bir başka meselemizderdimiz. Son yaşadığımız zulmün, sömürünün, emperyalizmin her türlüsünün başında olan İngiltere kraliçesi Elizabeth'in ölümündeki yasmatem görüntüleri, bazı İslâm ülkeleri olarak bilinen devletlerde bayrakların yarıya indirilip 'yas tatili' uygulamaları, bizdeki besleme, onların yetiştirmeleriyle parti kurup liderlerinin İngiliz sevgisi bir başka üzüntü. İnsanımız için çırpınan, gayretli, teklif ve projeleriyle uğraşan lider Türkiye'nin lideri Recep Tayyip ERDOĞAN'ı iktidardan düşürmek için her türlü yalan, iftira, kahpelik, hainlik her şeyi yapmak için hedefe ulaşmada her yolu mübah görenlerle 'laiklik ve demokrasi' putlarının şemsiyesi rejimlerinin altında olmak da bir başka hüzün. Hem de bu dönemde! Kemalizmin de paganizm suretiyle kutsal değerlere muhtaç halleri bir başka derdimiz. Bu zaman ve zeminde nasıl düşünmeli, neye göre hareket etmeliyiz Sorusunun cevabı: Önce kendimiz olmak-kendimize dönmek-kendimiz kalmak! İslâm ile. Bilerek, yaşayarak, yaşatarak. Dindarların yanlışlarını dine mal etmeden, adı İslâm ülkesi olup İngiliz, ABD, Yahudi emriyle idare edilen ülkelerin bu durumdan İslâm'ın kurtaramadığını kendi medeniyeti olan İslâm'ı bilmediklerinin cahili olduklarından habersizlikleri. Bizimkilerin rezilliklerini düşünüp cevap yazmayı düşünürken şu notumla karşılaştım. Türkiye'deki sözüm ona Müslüman bir ülkenin entelektüelleri olarak solcu, seküler aydınların asla yapamayacakları çapta, seviyede Uluslararası Film Festivalinde,bütün dünyanın İslâm hakkındaki ezberlerini bozacak çok önemli bir konuşma yaptı. Şöyle diyor Hollywood akımınınönde gelen temsilcilerinden, Baba filminin yönetmeni Coppola: "Dünyadaki sorunlar yürek burkuyor. Ancak eğer Kur'ân'ı biliyorsanız, Kur'ân'ın