Asıl tehlike fitne ateşine benzin dökmek!

Toplumun hercümerc içinde oluşu, tartışmaların had safhaya ulaşması, gidişata 'dur' diyecek herhangi bir mercinin bulunmayışı, sağduyu sahibi her insanımızı üzmektedir. Siyasilerin, cemaatların, vakıfların, derneklerin, camia ve cemiyetlerin üzerinde ağırlığı olan, yıpranmamış, dünyevileşmemiş, itibar kaybına uğramamış hemen herkes üzerinde nüfuz sahibi, ikazları kaale alınan bir zümrenin olmayışı, herkesi başına buyruk hale getiriyor. Ümmetin Hilafet müessesesinden mahrum oluşu da kanayan yarayı kangrene çevirdi. Ulemaya, sülehaya, arif gönül dostlarına olan ihtiyaç her geçen gün artıyor. Tuzun koktuğu noktadayız. Bu vurdumduymazlık hali, hayra âlamet değil. Kendisini Hz. Nuh'un gemisinde görenler, tuğyanı da tufanı da unutmasınlar. Hz. Nuh, gemiyi yapacak adam bile bulamamıştı belki. Peygamberimiz de öyle buyuruyor: 'İnsanlar ancak bir araya gelmiş yüz deve gibidirler. Onlardan işine yarayacak bir tane bile bulamayabilirsin.' Öyle bir uyuşma, donmuşluk hali var ki, âyet de okusan, hadis de nakletsen, Allah dostlarının ikazlarını da iletsen kimse üzerine alınıp Nefs Muhasebesi yapmıyor. Asıl tehlike burada! Herkes kendisini haklı, yolunu en üstün, hocasını en büyük, hizmet usulünü de kusursuz görüyor. Bu yapıya hiçbir şey anlatamazsınız. Hayatta en zor şey, anlamak istemeyene bir şey anlatmaya çalışmaktır. Hata olan, dava içindeki çalışmaların adeta ne kadar beğenilecekse o kadar yapılır hale gelmesidir. Evet, birbirimizin güzelliklerini övmemiz, (tebrik, takdir, teşvik) yapmamız gereken bir iştir. Ama övmek kadar yermek, iltifat kadar tenkit, muvafakat kadar muhalefet de hak bilinmelidir. Yeter ki iki halde de denge korunsun. Nefisler pay almasın! Övüldükçe temponun artmasına mukabil, hatalar konuşulup, düzeltilmesi istenince kenara çekilme görüntüsü (kırılma, gücenme, vs.) verilmesin. Sadece alabilen, ama veremeyen, sevilmekten hoşlanan, ama sevemeyen, başkalarını yoran, ama başkaları için yorulmaya razı olamayan bir insanın Müslümanlık iddiasında samimiyeti tartışmalı hale gelir. Mü'minde bulunmaması gereken zafiyetler: Aşırı tenkit, herkesi hatalı bulma, dini ve siyasi konularda, en yetkili ağız edasıyla konuşup hüküm verme, dedikodulara itibar etme, en basit konulardan bile tartışma konusu üretme, ürettiği ihtilafları mütemadiyen tartışma, özel menfaatlerini ilk