Bir türlü bu milleti anlayamadınız, bu milletten olamadınız!

Basında kaşarlanmış İslâm karşıtları (irtica ve laiklik) kelimelerini kutsal hale getirerek hep bu milletin değerlerine vurdular. Bunların hepsi 'özürlüengelli' grubuna girer. Özürlüengelli; gözleri görmeyen, kulakları duymayan, akli ve hissi melekelerini kaybetmişler olarak bilinir. Asıl özürlü; hak ve hakikati, doğruyu, güzeli, kendi değerlerini, dinini, medeniyetini, fıtratını bilmeyenlerdir. Bizim aydınlarımız, 'ilericilik' adına, Batı'nın materyalist-pozitivist kanadındaki bazı kavramları slogancı mantıkla benimsemişler, kendi kutsalları yerine hala pozitivizm kafasıyla ve jakobenizm sopasıyla onu izlemeye çalışıyor. Helalleşme adına şovmenlik yapanlara bağlı oldukları partilerinin bir uygulamasını hatırlatıp bugünkü rezillerin onların bıraktıkları mirasa (!) sahip çıktıklarını gösteriyor. Diyanet İşleri Başkanı Ahmet Hamdi Akseki'nin hazırlamış olduğu "Hz.Muhammed'in (sav) hayatı" ile ilgili bir kitap yayınlanır. Bu kitap 'Toplattırılan kitap' olarak bilinir. Kitabın 1943 yılında yayınlanmasının hemen ardından "...Memleket dahilinde dinî neşriyat yapılarak dinî bir atmosfer meydana getirilmesine..." taraftar olunduğu gerekçesiyle daha önce bizzat devletin bastırıp dağıttığı bu kitap İçişleri Bakanlığı tarafından toplattırılır. (Bir dönemi anlamamıza ışık tutan bu örnek hadise, tek partili yönetiminin Müslümanların dinlerini öğrenme ve öğretmelerine nasıl baktığını bütün açıklığıyla ortaya koyması açısından ibretliktir.) Değişmez kafalar; sıkıştıkları ortaçağlarından çıkmaları da mümkün değil. Dinimizin hayata sokulmadığı, vicdanlarda bırakıldığı, hayat tarzı değil; sadece 'inanç' olarak görüldüğü bu yapı eğitim sistemimiz oldu. Yüz yıllık laik sömürgeci eğitim sisteminden bir tane bile dünya çapında adam çıkmadı! Kur'ân'a dayalı eğitim sisteminden insanlığın önünü aydınlatan, aydınlatmaya devam eden dünyanın en parlak yıldızlarının yetiştiğiniyetiştirildiğini körler görebilir mi Zihin