Vahdettin İnce

Star

"Sanma bu tekerlek kalır tümsekte"

Çocukken özellikle Mirze Miheme'nin başrolde olduğu masallara bayılırdım. Mesela irfan ehli Sofî İdris amcanın anlattığı biri vardı ki çok etkileyiciydi. Efendim, ülkenin birinde bir padişah varmış. Padişahın "Hürriyet" adında bir de kızı varmış. Ağalar, beyler, paşalar, padişahlar "Hürriyet"in peşinde imişler. Gariban Mirze Miheme de "Hürriyet" di

Minare neyi örtüyor

Geçen yüzyılın yetmişli yıllarının başları. Köylü çocukların Erciş'te ortaokulda okumaya başladığı yıllardı. Okullu ilk nesil arasında ben de vardım. Bir akrabamızın evinde kalıyordum. Bahar gelmiş, yaz tatilinin başlamasına az zaman kalmıştı. O günlerin birinde okuldan eve dönerken, Erciş Büyük Camiinin karşısındaki Fenerbahçe çayevinin (geçen sen

Yerel seçimleri "asabiyet" kazandırır

Bilenler bilir, "asabiyet" kavramı, İbn Haldun'un kaleme aldığı dev eseri "Mukaddime"nin omurgasını oluşturur. Ayrıca siyasal hayatın en tepesinden en alt katmanlarına kadar fert, toplum ve devlet davranışlarına çok çarpıcı bir açıklama getirdiği için alabildiğine kullanışlı ve ufuk açıcıdır. Bu kavram üzerinden İbn Haldun, insanı hayretler içinde

Şeyh Said'in ağır imtihanı

Birinci Cihan Harbi sürecine kadar farklı dini anlayışlar, mezhepler, tarikatlar, ayrı dinlermiş gibi birbirlerine cephe almaz, çatışmazlardı bugünkü gibi. Tam tersine aynı topraktan beslenen, ama farklı tat ve lezzette meyveler sunan ağaçlar gibi birbirlerini destekler, açıklarını kapatırlardı. Ayrılıkları, tamamen insanın doğasının farklı eğiliml

Gazze'de batanlar

İslam âlimleri, Kur'an'ın genelinin, özellikle kıssalarının üslup ve anlatım tarzının "sehl-i mümteni" (basit ama benzerini söylemek imkânsız) olduğunu söylüyorlar. Kısa, öz ve basit ifadelerle, her zaman ve her yerde geçerli olan büyük, evrensel hakikatleri içerdiklerini anlatmak istiyorlar bu nitelemeyle. Gerçekten de böyledir, zaman ve zamanın k

Gazze ve Şeyh Said

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırısı, dünya düzeninin çarpıklığını, Avrupa medeniyetinin çifte standartlı oluşunu, başka milletleri sömürmek için kullandığı parlak kavramların içinin boş olduğunu, bunun yanında İslam ve Arap alemindeki birçok yöneticinin zavallılığını, çapsızlığını, etkisizliğini ve yönettikleri halkların değerleriyle ilgilerinin o

Seçmeli hutbe

Kemalizmin müesses nizam olarak doludizgin yol aldığı, her on yılda bir, rutine bağlanmış darbelerle sistemin açıklarının kapatılıp pekiştirildiği geçen yüzyılın altmışlı, yetmişli, seksenli yıllarında geçti çocukluğum, gençliğim. Resmi olarak "Kürt yoktur"lu yıllar. İşte o yıllarda bizim köyün camiinde Kürtçe vaazlar verilir, hutbenin büyük kısmı

İsrail'in dolandığı zulüm yumağı

Rahmetli babaannemi, hep elinde teşî (kirmen) ile yün eğirdiği halini hatırlıyorum. Yünleri eğirip ip haline getirirdi ve ipleri de yumak yapardı. Sonra da o yün iplerden biz torunları için çorap falan örerdi. Ucu nakışlı beyaz yün çoraplar pek havalı olurdu doğrusu. Aynı zamanda ayakları sıcacık tutardı memleketin kar boran kışlarında. Bizim bir d