Vahdettin İnce

Star

Ve özgürlük şafağı söküyor

Kemalizm, birinci dünya savaşında aldığı ağır hezimetten sonra derin bir ruhsal hezimet sürecine giren Türkiye'nin, düvel-i muazzamanın (Batı Medeniyetinin) hışmından korunmak için can havliyle bulduğu bir sığınaktı. Batının hışmını iki şey çekebilirdi, İslam ve ülke içinde birden fazla milletin varlığı. Batının İslamî görüntüye tahammül edemediği

Heyhat minna'z-Zille

Yaklaşık olarak üç sene hüküm sürdü. Birinci senede, Peygamberin (s.a.v) torunu Hz. Hüseyin'i hunharca şehit etti. Bugünlerde bu dehşet verici katliamın sene-i devriyesini anıyoruz Müslümanlar olarak. İkinci sene, Peygamberin şehrine (Medinetu'n Nebevî'ye) saldırdı ve şehri üç gün boyunca orduya mubah kıldı. Yani talanı, katliamı, tecavüzü serbest

Münasebetsizlik

Varlığın bir parçası olan insan, tıpkı varlık bütünü gibi bir amaca yöneliktir. İnsanın hayattaki amacı mutluluğu elde etmek olarak ifade edilir. Din, felsefe ve ideolojiler kendilerine göre mutluluk reçetelerini sunuyorlar insanlığa. Din derken elbette vahiy menşeli semavî dinleri, özellikle İslam'ı kast ediyorum. İslam'a göre de insanın amacı mut

Endülüs'te raks, Viyana'da ölüm

İbn Haldun, devletler de insanlar gibi doğarlar, büyürler, ölürler, der. Aynı İbn Haldun, bir devletin ölüm sürecine, hasmını taklit etmeye başlaması ile girdiğini dile getirdikten sonra "Endülüs'te Hristiyanlara komşu bölgelerde yaşayan Müslümanlar, evlerini onlar gibi süslemeye, duvarlarına resimler çizmeye ve bahçelerine heykeller dikmeye başlam

Zındık'ın namerdi de bizim payımıza düştü

Beden zayıf düşünce, hayatları boyunca bedenin atıklarıyla beslenen parazitler fırsattan istifade onu yemeye başlarlar. Çoğu zaman beden, bu parazitlerin içeriden ihanetleri yüzünden ölür, doğrudan doğruya zayıflıktan değil. İslam ümmetinin durumu da buna benziyor. Sadr-ı İslam'da bu iç parazitlere münafık deniyordu. Savaşta, barışta, seferde, haza

Şahın oğlu

"Bed-asla necabet mi verir hiç üniformaZer-dûz palan vursan da eşek yine eşektir" (Soysuz birine üniforma asalet verir mi hiç; eşeğe altın işlemeli semer vursan da eşek yine eşektir). Ziya Paşaİran halkının, 1979 yılında ülkeden kovduğu Şah Muhammed Rıza Pehlevî'nin bir oğlu var. Babasıyla aynı adı taşıyor. Bu günlerde pek gündemde. Eğer "İran'a İs

''İsrail'in kendini savunma hakkı vardır''

Su ile söz arasında bir benzerlik var; ikisi de akışkandır ve sürekli yer değiştirirler. Dereden, vadiden, çaydan, ırmaktan akıp geçerken su; dilden, gönülden, zihinden, satırdan, yazıdan, divandan süzülüp gider söz. Bir farkla: Su girdiği kabın şeklini alır, tadı değişmez; söz girdiği kabın tadını alır, şekli değişmez. Ayrıca su küçüğün iken, söz

Baba bir anne ayrı kardeşlerin zıt karakterleri

Geçen yüzyılın yetmişli yıllarına kadar bizim köye, "Qereçî" dediğimiz göçebeler gelirdi. Muhtemelen Pakistan-Karaçi kökenli esmer vatandaşlar oldukları için bu ismi vermişlerdi. Göçebe dediysem, bildiğiniz Kürtlerin "Koçer", Türklerin "Yörük" dedikleri göçebeler gibi değildiler. Koçerlerin ve Yörüklerin ahlakî normları, toplumsal standartları var

"Mesele ciddi muhteremler"

10 Haziran 2025 tarihli yazımız Müslüman cemaatlere yönelik bu cümle ile bitiyordu. İttihat ve Terakki ile başlayan ve tek parti Kemalizm'i ile kurumsallaşarak devam eden iç sorunlarla ilgili olarak omuzlarına binen İslamî, tarihî ve insanî görevlerini yerine getirmelerine ilişkin bir hatırlatmaydı. Adı geçen yazıyı okuyan bir dostumla konuşuyorduk

Müslüman cemaatlerin bu sessizliği hayra alamet değil

İnsanın dünyada olup bitenlere ilgisiz kalması, mazlumlara yardım elini uzatmaması mümkün değildir. Özellikle evrensel bir dinin mensubu Müslümanların, çevrelerinde olup bitenlere bigane kalmaları düşünülemez. Bunun yanında bütün insanlarda olduğu gibi Müslümanların da ayrıca kendi içlerine yönelmeleri aynı şeklide varoluşsal bir gerekliliktir. Her