Ünal Bolat

Türkiye

Zeynep gizlice uzaklaşıyor

"O yıllarda bir kadının yalnız yola çıkması hem büyük ayıp sayılır hem çok tehlikelidir!.."Zeynep halamın çile dolu hatırasına devam ediyorum...Zeynep, köylerdeki bu âdeti bildiğinden kararsızdır. Kendi kendine der ki: "Ya evlattan ya babadan olacaksın. Babam zaten bana doğru bir babalık yapmadı ben çocuklarıma gideceğim. Artık kayınbaba tarafında

"Yavrularımın kokusunu alıyorum"

"Zeynep dağları görünce bir ah çeker. Gözyaşları billur taneleri gibi yuvarlanıp düşer."Zeynep halamın çile dolu hatırasına devam ediyorum... Sabahleyin üç dört kağnı araba hazırlanır. İki tane oğlak, bir torba bulgur, yağ kazanları hazırlanır arabalara konulur. Köyün kadınları Zeynep'i de arabanın birisine oturtur ve yola çıkarlar.Zeynep'in dedesi

Zeynep'e dünürcüler gelir...

"Zeynep dışarı çıkarken biri koluna girer, öylelikle ayakta durabilir hale gelmiştir."Zeynep halamın çile dolu hatırasına devam ediyorum...Zeynep halamın babasının evine getirilmesinin üzerinden üç ay gibi bir süre geçer. Zeynep'e birkaç dünürcü gelir. Halam bunları beğenmez "daha iyi bir nasip çıkarsa evlenirim" diye babasını ve ev halkını aslında

"Beni çocuklarımdan ayırmayın!"

"Sizde hiç mi merhamet yok. Ben koca istemiyorum, beni çocuklarımdan ayırmayın!.."Zeynep halamın çile dolu hatırasına devam ediyorum...Bekir iki akrabasıyla atlarına binip Göksu'ya Zeynep'in yanına giderler. Bir gece orada kalırlar. Dünürü Ali Efendi'ye, "kardeşim oğlun öldü, çocukları da biraz büyüdüler. Çocuklarını al kızımızı ver, evimize götüre

Gülsüm'ü de Ömer'le evlendirirler...

Ömer, "Eğer Bekir'in kızı Gülsüm olursa kabul ederim yoksa bu barışma olmaz" der.Zeynep Halamın çile dolu hatırasına devam ediyorum... Zeynep yeni analığı olan Zeycan'a ebelik yapar. Bir kız çocuğu dünyaya gelir. Birkaç gün sonra evlerine dönerler. Bu ziyaretten hiç mutlu olmamıştır Zeynep.Öte yandan Zeycan Hanım bir gün kocası Bekir'e "yahu adam,

"Bu sözleri duymamış olayım!"

"Zeynep kızı Gülizar ve oğlu Hayrettin'i giydirir. Atlara biner kayınbabayla yola çıkarlar"Zeynep halamın çile dolu hatırasına devam ediyorum..."Kocam o düğüne gittiği gün zaten sanki bir şeyin içimden koptuğunu hissettim. Keşke o düğüne gitmeseydi. Beni bu genç yaşta boynu bükük bıraktı gitti. Mehmet Emin'in yerine keşke ben ölseydim, ben bu acıya

"Kocan zehirlenmiş Zeynep!"

"Yıl 1947. Araç yok, telefon yok, en yakın hastane Erzurum'da, o da 200 km mesafede..."Zeynep halamın çile dolu hatırasına devam ediyorum. Kocası Mehmet Emin düğün cemiyetine katılır. Misafir olduğu için de halayın başına geçer. Zeynep'in askerdeyken yolladığı beyaz kırmızı güllü mendilini eline alır halay çeker.Gelini getirip damat evine teslim ed

Zeynep halanın yaşadıkları

"Kocasının ardından Zeynep'in içinde bir şeyler kopar, iki damla gözyaşı döker."Geçtiğimiz günlerde Zeynep halamı anlatmıştım. Nice hasretlik çekip askerden döndükten sonra beş yıl kocasıyla mutlu bir hayat yaşayan o kara günleri bir nebze de olsa unutan Zeynep halamın çile dolu hatırasına devam ediyorum...Mehmet Emin ve üç kardeşi canla başla çalı

Gazete satan çocuk

"Methedilmeyi her ne kadar sevmesem de herkese teşekkürler, Allah razı olsun..."1977 yılı mayıs ayının son günleri idi. Bir büyüğümle takviye Kur'ân dersi almak amacıyla otobüsle İstanbul'a gitmiştik. O zamanlar, Harem ve Topkapı otobüs durak ve kalkış yerleriydi. Topkapı'da Anadolu ve Trakya Otogarları vardı. Anadolu Otogarı'nda saat 10 sularında

"Kaç yıldır bu işi yapıyorsun"

"Yaşar Abi'nin lokmaları boğazına diziliyor. Çayından son yudum alıyor, tadı kaçmış..."Bulunduğumuz semtte yaşayan ve mesleği dilencilik olan bir genç vardı... Bir ayağından engelli görünüyordu ama kişisel bakımını yapmış tıraşlı bir beyefendi idi. Caddenin belli yerlerine oturur engelli ayağını diğer ayağının üstüne atarak bağdaş kurar ve sadece e