Ünal Bolat

Türkiye

Düdükten korkmayan kadın

"Devletin ormanında ne işin var Ormana girmenin yasak olduğunu bilmiyor musun"Ormancı Cafer Bey devlet hakkına saygılı, o hakkın gereğini yapan, işine sadık, koruyucu, idari yeteneği ileri, idari alanda yetkisini herkese karşı kullanan bir büyüğümüzdü. Orman muhafaza memurluğu esnasında ormanları koruma adına elden gelen büyük çabalar sarf ettiği d

Kimin ciğeri daha çok yanmış!

"Bu elimizdeki tek orijinal nüsha, Muhammediye. Mehmet Bîcan hazretlerinin eseri..."-Kokusu gelmese şekli gelir.Aklı karıştı "nasıl yani hocam" dedi. Dedim "gel bak sana yanan bir ciğer göstereyim." Maksadım da şey-Bildim bildim eseri göstereceksin.-Hangi eser Asım Abi-Sana göstermedik mi ya Mutlaka ilgilisine kaçırmaz müdürün gösterir herkese.-All

Ciğerin yansa kokusu gelir!

"Fuzuli'den 'aşk derdiyle hoşem el çek ilâcımdan tâbib' deyince dedim "iyi hadi başla"Tam gidiyordum bizim müdür beyle Asım Ağabeyi gördüm. Hararetli konuşuyorlardı. Selam verip gidecektim ki el etti ikisi de. Benim çekimserliğimi görünce Asım abi:-Gel gel sen de dinle Müdürünü. Bilirsin yanına kimseyi almaz. Yeni gelen elemanın aklını almış onu an

Bayramın ikinci günü

"Ve şimdi geriye şu soru kaldı: Sen hiç bayram sabahı tavanın düştüğünü gördün mü"Ramazan Bayramı'nın 2. günü, sabah namazı mutfak tarafından hanımın sesiyle uyandım:"Evi su basmış! Çabuk gel, bir şeyler yap!"Bundan daha şoke edici bir alarm sesi olabilir mi Daha ne olduğunu anlamadan yataktan fırladım. Gözlerimi açtığımda işte o büyük an! Evin içi

Hepsi yaşımı hatırlatacak...

"Acaba dünya hayatının gerçeklerini görüp hakikatlerini kavrayıp uyanabilir miyim"Bilemiyorum ama belki de bu içimdeki çocuk büyümeden yaşım kaç olursa olsun bu dünyadan göçer giderim. Bu yüzden ne yaşarsam yaşayayım hep çocuk yönüm kalmıştır. 45. yaş günümde de aynı durmaktadır.45 sayısının özel anlamları da var benim için. Rahmetli babam 1945 doğ

Doğum günü tavuğu

"Bizim çocukluğumuzda doğum günlerimiz kutlanmazdı, kutladığımızı hatırlamıyorum..."Evet dostlar yaş 45 olmuş. 45 yıl önce 16 Mart'ta bir pazar günü dünyaya merhaba demişim. Tesadüfe bak ki 45. doğum günüm yine bir pazar gününe denk geldi. Yine güzel bir tesadüfle bu yılki doğum günüm de Ramazan-ı şerife denk geldi. Daha önce hiç Ramazan-ı şerifte

Lunaparktan yükselen cıvıltılar

"O zamanlar, dedelerin ninelerin aile dışına itilmediği merhamet yüklü yıllardı..."Yolumuz dualar eşliğinde son bulup cami cemaatine karışılıp da bayram namazı eda edilince; daha cami avlusunda başlayan bayrama hürmet, evde yeniden başlar, eski TRT yayınlarının bayram neşesiyle kahvaltı sofrasına çökülürdü.Kurbanın hayırlısıyla kesilip yüzülmesinde

Dedemden öğrendiklerim

"Dua çınarı camiinin en ön safını 4-5 yaşında dedemin yanından ayrılmadan işgal ederdim..."Delikanlıların köy meydanında ellerinde kısa dalga çalan radyolarla bir aşağı bir yukarı volta atmasıysa vazgeçilmez geleneklerdendi.Bizim bayramlarımız lezzetin görücüye çıkma vakitlerine aboneydi.Yaz akşamlarının canlılık veren durgunluğuyla yerimizde duram

Nerede o eski bayramlar

"Ne diyeyim, nasıl yazayım Hem elde avuçta kutlanacak hem anlatacak bayram mı kaldı"Büyüklerden işittiğimiz yaşanmışlıkların ardına kadar açılan kanatlı hayal kapılarında büyüdük biz. Bizim Bayramlarımız çocukluk coşkusuyla ışıldayan eski küçük kandiller gibiydi. Boşu olmayan içi dopdolu mübarek zamanlardı.Her ânımız nurdan örülen o özel günlerin i

Hayalimi Japonlar üretmişti

"Ne işe yarayacakmış bu kokulu televizyon Evde, iş yerinde kokudan durulmaz ki!.."İnsanlardan bir kısmı, akıl-mantık süzgecinden geçirilen çok sayıda yenilik, keşif ve anlatımlara aşırı tepki göstermiş karşı çıkmışlardır. Bu uğurda alaya alınanlar, mahkûm edilenler, cezalandırılanlar Çok sayıdadır. Hâlen "böyle olur muymuş" diyenler mevcuttur.2013