Hangi gerçek daha acı
"Boşanmışlar. Seni de bir buçuk yaşında yuvaya bırakmışlar. Bir daha arayıp soran yok..."
Yetiştirme yurdundaki hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum... Yurt Müdürü Necati Bey izin vermez gibi de olsa kalkıp dosya ve klasörlerinin bulunduğu bölmeyi açtı:-Sana gösteremem. Ama neyi merak ediyorsan sor bakalım, dedi.-Anne ve baba ismi Niçin burada olduğum ve varsa adresimiz-Hımm. Demek ailene mektup yazacaksın-Hayır, sadece merak...Necati Bey dudak bükerek cevap vermeden klasörü açtı. Benimle ilgili sayfaları karıştırdı. Parmağını bir sayfaya bastırdı:Anne adı: ZehraBaba adı: NecdetBoşanmışlar. Seni de bir buçuk yaşında yuvaya bırakmışlar. Bir daha ne aramış ne sormuşlar. Adres ise yokDerin bir nefes aldığımı hatırlıyorum.-Teşekkür ederim hocam.Necati Bey dosyayı açık tutarak biraz da şaşırmış hâlde mırıldandı:-Bu kadar mı-Evet Hocam, ben sorumun cevabını aldım. Yeterli.Arkadaşım Süleyman bana döndü:-Ne oldu şimdi, hiçbir şey anlamadım-Boş ver Çavuş, hadi çıkalım buradan.Az önce benim öğretmenler odasına gitmeme sebep olan duygu ve hissiyat, acaba az önce o küçük Mehmet'i ağlatan o "malum" söz müydüKim bilir Belki... Ancak şu var ki, kafamı kurcalayan bu tür sorular, yaşadığım sürece beynimi çimdikleyecek gibi görünüyordu. Allah'ım acaba bir gün olup da bu içimi kemiren bütün bu meraklarımın cevabını bulabilecek miyim