Ünal Bolat

Türkiye

Dedemin pansiyonu

"Onları kendi çocuğum gibi görüyorum. Hem okuyan çocukları çok severim..."Geçenlerde eski görev yaptığım kasabadan Arif amca ile karşılaştım. Hâl hatır sorduktan sonra çarşıdaki dairesini üniversiteli öğrencilere kiraladığını söyledi. Depozito da istememiş. Öğrenciler adına sevinmiştim."Öğrencileri en iyi sen anlarsın. Ne de olsa senin başından da

"Senin adını yazacağım..."

"Yahu bu şehir ve insanları, esnafı çok hoş. Gezmeye yaşamaya değer bir şehir" dedim...Diyarbakır hatırama devam ediyorum... Delikanlı, nöbetçi eczaneye gitmek için yaya yürüyeceğimi fark ederek cipin ön kapısını açtıve "buyur abi beraber gidelim" dedi.Ben de teşekkür ederek cipe bindim. Hâl hatır derken İzmir'de okuduğunu söyledi. Akhisar'a da gel

"Bu oğlak ciğeridir"

Yemek sonrası izin istedim. Kasaya gittim "yemek paranız ödendi" demesinler miİlk kez gittiğim Diyarbakır'la ilgili ziyaret anılarımı paylaşmaya bugün de devam ediyorum...Ciğer kebabından bir lokma daha ağzına atarken cevap verdi:"Abi bu oğlak ciğeridir ne dokunması şifadır şifa ye çekinme..."Ciğer siparişini verdim. Kendisiyle tanıştık. Manisa'dan

Kadim şehrin kültürü

"Siz böyle sabah kahvaltısında ciğer kebap yiyorsunuz dokunmuyor mu.."Yıl 2017... Bir vesileyle Diyarbakır'a gitmem icap etti. Güneydoğuya hiç gitmemiştim. Bu bölgeye ve Diyarbakır'a ilk gidişim olacaktı.İzmir Adnan Menderes Havalimanı'nda uçağa bindik hanımla beraber, Diyarbakır Havalimanı'na indik.Diyarbakır'a gitmeden önce de Akhisar'da arkadaşl

Geceyi hastadan sor!..

"Ah bir kere daha "yavrum" desen ayaklarının altını öperim, kanatlanır kuş olurum..."Sıcak bir yaz günüydü. Kasvetli bir haziran akşamı daha inmekteydi. O yıllarda hastane koridorları şimdiki kadar kalabalık değildi. Nedense her taraf sessiz. Koridorda dışarının sıcağına rağmen loş bir serinlik vardı. Doktorlar, hemşireler, ilaç kokuları, belli bel

Bana niçin okutmadın

"Mezarlığa ulaştığımda mezar kapatılıyordu, Yasin Suresi okumaya yeni başlamışlardı."Hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum. Dua yapılıp mezarlıktan yola çıktığımızda ben rehber hocaya dedim ki:"Sen bana niçin okutmadın"Hoca:"Sen orada yoktun ki. Niçin okutmayayım yoksa" dedi.Şaşırdım kaldım. Hoca niçin göremedi ya da görmedi Şaşırdığım bir nok

Kendimi fark ettiremedim!

"Mezarlık biraz eğimli yerdeydi. Bundan dolayı okuyanlar arasında 3-4 metre mesafe vardı..."Fâni âlemden ebedîâleme geçiş; bir devrin kapanışı, ölümle gerçekleşen büyük bir değişim, olay, iyilik ve kötülüğüyle yeniden başlayış, "ve'l ba's'ül ba'd'el mevt" ifadesi ile anlatılan, isteyerek veya istemeyerek kabul gören büyük ve sonsuz hayattır.Ölüm ge

Hedef yoksa telaş da yoktur!..

"Toplum zeki insanlara baskı kurar ve zeki olmayı istemez. Çünkü zekiler tehlikeli olur.""İkazda bile olsa, nezaket oluyormuş" dedirten bir uyarı bir ikaz ile karşılaştım. Soydan akrabalığımız olmayan bir yakınım demişti ki:"Sen son zamanlarda yolda neredeyse iki büklüm yürümeye başladın. Böyle yürümek sana daha hoş mu geliyor ya da rahatlık mı ver

Aşk kanseri yener mi

"Nermin Hemşire ile evlenirsen bu yapayalnızlığı işte o zaman yenebilirsin dostum."Arkadaşım Halil'i hastanede ziyaret ederken hemşirenin beni bir şey söylemek için çağırması arkadaşımın hastalığının ciddiyetiyle ilgili olmalıydı. Genelde bu tür açıklamalar hastanın yanında yapılmadığı için hasta yakını odaya çağrılırdı. Ama bunu niçin hemşire yaps

Sizinle biraz konuşabilir miyiz

"Dostum Halil'e hemşire ilaçlarını getirmişti. İlk o zaman gördüm Nermin Hemşireyi..."Onkoloji servisinde:-Dün yalnızdım bugün yapayalnızım dostum. İyi ki geldin... İyi ki varsın, dedi Halil. Şefkatle omuzuna dokundum:-Yapma Halil'im. Tabii ki geleceğim. Bu kadar karamsar olma. Ben yanındayım ya. Yalnızlık ile yapayalnızlık arasında ne fark var ki.