Ümit Zileli

Korkusuz

O kafa için karabasan olan kitap!

Gerçekten de çok tehlikeli, hiç de tekin olmayan bir kitaptır... Özellikle de gericiler, yobazlar, kaderini yabancı devletlerle birleştirenler, Cumhuriyet erdemlerine sırt çevirenler, liberal kılıklı soytarılar, işbirlikçiler, tersanelerimizi bile haraç mezat pazara çıkaranlar, hırsızlar, uğursuzlar için adeta bir karabasandır... Daha başlangıcında

İşini bilen haysiyetli medyamız!

Bu arkadaşlar bunu hep yapıyorlar... Medyamızın pek güzide kalemşorlarından, esneklik harikası yöneticilerinden, televizyon dehalarından söz ediyorum... Üşenmedim, arşivlere şöyle bir göz gezdirdim, yüzüm kızardı! O ne biçim kıvraklık, o ne zeka dolu yumuşak geçiş, o nasıl 180 derece keskin dönüş, o ne tarz post modern dalkavukluk, pes yani! Bu ark

"Durum 19 Mayıs'tır!"

Ülke neredeyse baştan başa işgal edilmişti... Düvel-i Muazzama, Mondros Mütarekesi'ndeki şartları tamamen hiçe sayıyordu... Türk Ordusu hemen her yerde terhis edilmiş, asker namına Erzurum'daki Kazım Karabekir Paşa'nın kolordusuyla, Ankara'daki Ali Fuat Cebesoy'un kolordusu kalmıştı... Yunan 15 Mayıs'ta, İngiltere'nin oldu bittisi ile İzmir'e asker

Her şey yalanmış!

Bir o eksik kalmıştı, onu da bir güzel açıklayıverdi AKP mebusu, ohh rahatlayıverdik!.. Dersim, İstiklal Mahkemeleri, İskilipli Atıf Hoca, Şeyh Sait filan derken bi baktık, aaa aslında biz İstiklal Savaşı da yapmamışız, tümü üfürmeymiş iyi mi. -Savaş palavra olunca, Cumhuriyet de hayal oluyor tabii!.. AKP'nin Ordu Milletvekili İhsan Şener, İnsan Ha

Sivil darbe!

Çok sevdiğim, çok anlamlı bulduğum bir özdeyiştir: -Perşembenin gelişi Çarşambadan bellidir! Bu özdeyişin içerdiği anlamı kavrayabilmek için, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun başına özenle örülen çorap öncesi olanlara bir göz atmamız lazım... İlk işaret fişeği Gezi davası ile atıldı; tee 2013'te başlayan, iki kez beraatle sonuçlanan,

İnsanlığın yandığı gün!..

Görüntü yürek yakıcıydı... Beş sıra halinde yan yana dizilmiş 301 sarı baret... Üzerlerinde kırmızı karanfiller... 8 yıl önce Soma'da, yerin 800 metre altında çıkan yangında zehir soluyarak yaşamını yitiren 301 işçiyi simgeliyordu... Tam 8 yıl önce, 13 Mayıs 2014'te saat 15.00'te Soma Kömür İşletmeleri AŞ. tarafından işletilen maden ocağının kapısı

Türklere yasak Suriyelilere serbest!

Pandeminin başlangıcından bu yana ilk büyük festivali olacaktı... Hem de her hafta yüzlerce otobüs dolusu insanın gezmek için sıraya girdiği, dünya klasmanında bir mücevher gibi parıldayan Eskişehir'de yapılacaktı, ama olmadı... -Eskişehir Valiliği, Anadolu Fest Müzik Festivali'ni yasakladı! Valilik, yalnızca festivali değil, il genelinde tüm toplu

Namus borcumuzu ödemek!

Tam 50 yıl oldu... Yani yarım yüzyıl... Ama üç yiğit hala 20'li yaşların başında!.. 12 Mart darbecilerinin Türkiye'yi teslim aldığı, gencecik çocukları sokak ortalarında, dağ başlarında acımasızca avladığı, "Kara gözlüklü" generallerin büyük bir iştahla avlanmalarını istedikleri çocukların listelerini radyolarda ilan ettirdiği, TBMM'de saçı başı ağ

"Akıllı olun!"

Adam, bir ikisi dışında sağcı-iktidarcı, hayatı ipteki cambaz misali sağa sola "mavi boncuk" dağıtmakla geçmiş "gazeteci" sıfatlı muhteremleri toplayıp tüm haşmetiyle Karadeniz seferine çıktı... -Çıkar; kime ne, size ne, bize ne! Demeyi çok isterdim ancak ah o kibirli, can acıtan açıklamalar yok mu... Ah o oy çuvallarının üzerinde günler, geceler b

Kuvayı Milliye Türk Milleti'dir!..

1919, Erzurum Kongresi günleri... Bir gece vakti Mustafa Kemal Paşa yanı başında oturan Mazhar Müfit'e (Kansu) "Defterin yanında mı" diye sorduktan sonra sigarasından bir iki nefes çekti ve önce şu uyarıyı yaptı: -Bu defterin, bu yaprağını kimseye göstermeyeceksin. Sonuna kadar gizli kalacak. Bir ben, bir sen, bir de Kalem Mahsus Müdürü Süreyya bil