?Dosyalar ABDden!..
Dünkü yazımda size Ergenekon Kumpası'nın 9. dalgasını ve iktidara yamanan tetikçi medyanın "Dünya operasyonu" çığlıklarını hiç utanıp sıkılmadan nasıl attıklarını anlatmıştım...
Bugün de 10. dalgayı ve aynı güruhun itiraf niteliğindeki sözlerini paylaşacağım. Hem hafızanız tazelemek hem de bu "gazeteci-yazar" türünün tıynetini bir kez daha gözler önüne sermek için tabii!
Yıl 2008...
Ergenekon'da 10. dalga da tamamına ermişti... Hedefte bu kez kimler vardı peki Milli Güvenlik Kurulu genel sekreterliği, ordu komutanlığı yapmış emekli generaller, muvazzaf ve emekli subaylar yani ordu, aralarında YÖK'ü 8 yıl yönetmiş bir profesör'ün de bulunduğu bilim insanları yani üniversite ve "hukuk abidesi" kimliği ile ülkenin en saygın hukukçularının başında gelen Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı yani yargı... Sonra ne olmuştu
- Hemen tümü serbest bırakılmıştı!
Taktik, diğer dalgaların tıpkı basımı gibiydi; ülkenin yurtsever, saygın isimlerini alırsın, yanlarına da bir, iki "kirlenmiş" ismi eklersin, al sana operasyon! Eski İçişleri Bakanı, emniyet teşkilatının efsaneleşmiş isimlerinden Sadettin Tantan'a art arda yapılan operasyonlar sorulmuştu iki sözcüklü yanıt neresinden baksanız dehşet verici:
- Yabancıların operasyonu!
Tantan, Türkiye'nin istikrarsızlaştırıldığını, yeni yol haritalarının çizilmek istendiğini vurgulayıp, tarihe kazınacak şu değerlendirmeyi de eklemişti:
- Ülke Ergenekon ile meşgul edilirken, Kürdistan'ın kurulması, Apo'nun serbest bırakılması, devlet gücünün hükümetsel güç olarak kullanılması arzusu var. Bunu okumamak için aptal olmak lazım...
Başka söze gerek var mı
11. dalga şehveti!Bu dalga da işbirlikçileri kesmemişti!
Daha 10. dalganın tozu, dumanı ortalığı kasıp kavururken, yaşamını "tetikçilikle" kazanan işbirlikçiler, "11. dalga geliyor" kampanyası başlatmıştı. Bu kez hedefte kimlerin olduğunu da özenle belirtmek kaydıyla tabii...
- Siyasiler ve medya!
Zamanın Star gazetesi başyazarı Mehmet Altan "Medyadaki Ergenekoncular" başlıklı yazısında, "Ergenekon Tablosu'nun dehşetini yok saymanın nedeni nedir" sorusunu sorup, ardından şu dehşetengiz yargıya varıyordu:
- Galiba bunu medyadaki Ergenekon çözülünce anlayacağız. Bakarsınız bu da tahminlerden önce gerçekleşir...
Muhterem sanki az önce sorgu odasından çıkıp gelmiş gibi çalakalem yazıyordu. Hani kendini tutamasa isim ve tarih de verecekti!..
Aynı gazetede daha Ergenekon iddianamesi yazılmamışken "içeriden aldığı bilgilerle" kitap yazan Şamil Tayyar, iyice kendini kaybedip, "Deniz Bey sosyalist lideri hatırla" başlıklı yazısıyla ülkenin ana muhalefet liderini tehdit ediyordu. İtalya'daki "Temiz Eller" operasyonuna gönderme yapıp, Sosyalist Parti Genel Başkanı ve eski Başbakan Bettino Craxi'nin yargı önüne çıkarıldığını yazıyor ve şöyle diyordu:
- Deniz Bey'in kulakları çınlasın!
Sonraları iktidar partisinden milletvekili de olan bu adamcağıza Temiz Eller operasyonunda "Sosyalist başbakanın yanı sıra Hristiyan Demokrat Parti'den eski sağcı başbakan, 25 bakan, 100 üst düzey bürokrat ve 400 milletvekilinin de yargılandığını"