Süleyman Seyfi Öğün

Yeni Şafak

Türkiye-Sûriye ilişkilerine dâir

Son derecede kritik bir coğrafî konumda bulunan Türkiye'nin bölgeselküresel siyâsetleri ne zaman daralır; ne zaman rahatlar Kanaatimce güncel gelişmeleri bu soruyu dikkate almadan değerlendirmek çok defâ yanılgılı neticeler doğurur. Siyâsal târih bilgileri, modern dünyâda, Tanzimat'tan başlayarak Türkiye'nin siyâsetlerinin hep bir denge kollamaya d

Kitle hareketleri

Modern dünyânın başat niteliklerinden birisi nüfus kesâfetidir. Kapitalizm, eski dünyâların nüfus dengelerini alt üst eden bir tesir göstermiştir. Kâhir ekseriyeti kırsalda yatan, dağınık nüfusları mülksüzleştirmiş ve kentlere yığmıştır. Daha sonraları onları, bilhassa sanâyi evresinde, yedek ve reel işgücü hâlinde üretime sokmuştur. Bu mâlûmat, ge

İran seçimlerinin düşündürdükleri

Komşumuz İran'da Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turu yapıldı. Neticenin hayli düşündürücü olduğunu baştan ifâde etmeliyiz. Adaylardan hiçbiri 50 çıtasını aşamadı. Hâl böyle olunca en çok oyu alan iki aday ikinci tura kaldı. Dikkat çekici olan, yarışta en fazla oyu alan adayın Mesud Pezeşkiyan olmasıydı. Mesud Pezeşkiyan İran'daki rejimin uygulam

Korkunun çözülüşü ve gözükaralığın yükselişi

Tehlikeli günlerden geçiyoruz. İdrak ettiğimiz hâdisatı tek bir kelimeyle târif etmek gerekse, Dionisosçu kaos kelimesi muhtemelen en uygunudur. Kaos,dünyânın belli bir düzene girmeden evvelki karmaşasını ifâde eder. Apolloncu bir karakter taşıyan düzen ise kaosa karşı yatıştırıcı bir kavramdır. Bu iki zıt kavramın muhteviyatından daha mühim olan i

İyimserler ve kötümserler

Bir kaç zamandır zihnimde bir soru dolaşıyor. Târihçiler kategorik olarak veyâ kâhir ekseriyetiyle kötümser midir Eğer öyleyse ve târih, beylik bir târif icâbı geçmişin bilgilerini oluşturan bir entelektüel faaliyet ise, târihçiyi kötümserliğini geçmişin bilgisi üzerinden devşiren birisi olarak görmek yadırgatıcı sayılmamalıdır. Evvelâ, târihi geçm

G7'de ne oldu

"Devlet-Sermâye-Ulus" üçlüsü arasındaki denklemi, bileşenleri birbirine karşı sorumlu kılmak adına bir dizi kanalın mevcut olduğunu biliyoruz. Bunlardan ikisi son derecede baskındır. Demokrasi ve hukûkun üstünlüğü ilkelerinin işlevi, üç bileşeni dengeye getirmektir. Bu ilkeler, bileşenler arasında en zayıf ve kırılgan olan ulusu merkeze koyar ve on

Çözülen Avrupa

Siyâset aslında çok harâretli bir sâhadır. Siyâset, Tanrı Apollon ile temsil edilen ve her nev'i kurumsallaşmayı karşılayan merkezî düzen fikri ile Tanrı Dionisos ile temsil edilen; her nev'i itirâzî, rafızî (merkezkaç) isyankâr eğilimleri eş anlı olarak ihtivâ eder. İlki ölçülülüğü esas alan akla, diğeri ise taşkın duygusallıklara tekâbül eder. Si

Sıkışmışlık

Siyâset ve ekonomi arasındaki ilişkiler hakîkaten düşündürücü. Marx'ın, siyâseti ekonominin karşısında önemsizleştiren basitlemesiyle bu karmaşık bağlar anlaşılamaz. Siyâset karşımıza iki sûretli olarak çıkıyor. İlki kurumsal ,yâni devlet; ikincisi ise ulusal ve toplumsalsınıfsal boyutlar. Her ikisi de sermâyenin birikim sürecinde son derecede işle

Çin'in Batı; Türkiye'nin Doğu açılımı

Türkiye'nin Doğu ile Batı, Avrupa ile Asya arasında bir geçiti tuttuğu bilgisi alfabe seviyesinde bir bilgidir. Bunun çok sayıda risk ve avantajı ifâde ettiği de sık sık vurgulanır. Târihsel olarak bakıldığında bu geçit meşhûr İpek Yolu'na karşılık gelir. Diyar-Fars topraklarını aşan kervanlar Diyar-ı Rûm'a ulaşır ve İstanbul bu mâceranın son durağ

Vicdân kaybına dâir birkaç not

İsrâil'in Gazze'de yürüttüğü soykırım, insanlığın gözleri önünde yaşanıyor. Konvansiyonel medya bu katliamın gerçek boyutlarını perdeliyor. Bunun bir mâzereti var. Kanlı görüntüleri, parçalanmış cesetleri, uzuvları kopmuş, vücutları yanmış görüntüleri rahatsız edici bulan bir yaklaşımı var. Kamuoyunda infiâl yaratmamak için bunları ya vermiyor veyâ