Süleyman Seyfi Öğün

Yeni Şafak

Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir

Savaşlar çok defâ siyâsal-kültürel-ideolojik değişkenlere dayalı olarak açıklanır. Buna göre taraflar bu değişkenlere dayalı olarak uzlaşmaz bir çelişkinin taraflarıdır. En barışçıl devirlerde bile savaş, kuvvetli bir ihtimâl olarak kapıdadır. Bir kıvılcım onu yangına çevirir. Hâlbuki savaşın doğrudan veyâ dolaylı olarak maddî sebepleri vardır. Kad

Tiyatroya karşı çadır tiyatrosu

Gelişmeleri hatırlayalım. Evvelâ İsrâil İran'ın Şam Konsolosluğunu vurdu. Bu saldırıda, uluslararası hukukta İran toprağı sayılan bu binâda çok sayıda İranlı yüksek rütbeli subay hayâtını kaybetti. İsrâil'in niyeti bir denklemi bozmak, Gazze savaşının tesir sâhasını genişletmek, doğrudan İran'ı bu savaşa dâhil etmekti. Bu durumda Batı desteği hemen

Târihin doğru yerinde durmak

İsrâil ile İran arasında gerilen ipler kopma noktasına geldi. Yanına ABD ve Birleşik Krallık başta olmak üzere Batı desteğini alarak savaşı büyütmek isteyen İsrâil'in beklentileri şimdilik suya düşmüş görünüyor. ABD ve Birleşik Krallık en azından söylem seviyesinde, İsrâil'in işi büyütmemesi gerektiğini; eğer ısrar ederse kendisini bir daha destekl

Denklemciler ve denklembozucular

Beklenen oldu. İran, İsrâil'e bir hava saldırısı gerçekleştirdi. Niyeti, İsrâil'in Şam'daki İran konsolosluğuna düzenlediği ve üst seviye İranlı komutanların ölümüyle neticelenen hâdisenin intikâmını almaktı. Evet, senelerdir devâm eden İran-İsrâil geriliminin ve bir bakıma dolaylı savaşının boyut değiştirdiğini, artık doğrudan bir savaşa doğru evr

Çözülen dünyâda irâdenin hâl-i pürmelâli

Ernest Gellner milliyetçilik konusunda yaptığı çalışmalarda bu akımın sanâyileşmenin bir fonksiyonu olduğunu, onu önceleyen zırâî yapılarla bir alâkası olmadığını ortaya koymuştur. Aslında modern dünyânın tekmil kültürel unsurları için bunu genelleştirmek de mümkündür. Yine unutmamak gerekir ki, sanâyi süreçleri sermâye birikiminin, yâni kapitalizm

Bir büyük insanın ardından

Türkiye büyük bir sanatkârını kaybetti. Kuyumcu neyzen Ömer Erdoğdular geçen çarşamba günü ruhûnu teslim etti. Cumâ günü, mübârek Kadir Gecesi gününde Ömer Bey'i, Nakkaştepe Kabristanındaki ebedî istirahatgâhına, bestekâr Şevkı Bey'in hemen ayakucu tarafına sırladık. Duyduğum şahsî acıyı târif etmem çok zor. Neredeyse kırk sene evvel, soğuk bir kış

Çok hayâtî bir dört sene

Mahallî İdâreler Seçimini nihâyet idrâk ettik. Seçimin neticesinde 22 senedir Türkiye'yi idâre eden AK Parti, kabûl edelim ki ağır bir mağlûbiyetle kapattı. Uzun uzun bir seçim değerlendirmesi yapmak niyetinde değilim. Ama bir husûsu belirtmeden geçmek istemiyorum. Seçim neticelerini muhalefetin mutlak başarısı olarak değerlendirenlerin çok aceleci

Kim savaşacak

Beğenelim beğenmeyelim, modern dünyâyı kavramakta çok mühim tespitleri olan Marx'ın en vahim hatâlarından birisi, nihâyetinde bir burjuva bakışını yansıtan ilerleme ve gelişme fikirlerine olan keskin bağlılığıydı. Bu sebeple, târihin dinamizmini sağladığına inandığı, adına üretici güçler dediği; modern düzlemde sanâyi teknolojisiyle özdeşleşen biri

Târih tekerrür mü ediyor

"Kalkınma köyden mi başlamalıdır; şehirlerden mi" "Kalem mi keskindir, kılıç mı".. Bilmem bu başlıklar sizlere bir şeyler hatırlatıyor mu Çok bildik bir münazara başlıklarıdır bunlar. Hâlâ devâm ediyor, müfredatlarda yer alıyor mu, bilmiyorum. Orta mekteplerde, liselerde, ne akla hizmetse yapılırdı bu tarz münazaralar. Bunlardan birisi de, "Târih t

Kritik eşik aşıldı

Moskova'da vahşi bir terör eylemi gerçekleşti. İnsanlıktan çıkmış bir avuç militan bir konser salonunu bastı ve yüzü aşkın sivili katletti. Onlarca da yaralı var. Eylemi IŞİD üstlendi. Hâdisenin şoku hâlâ atlatılmış değil. Bu şok içinde mesele pek çok açıdan tartışılıyor. Ortada cevaplanması gereken çok sayıda soru olduğu muhakkak. Fâiilerin kısa z