Şule Demirtaş

Karar

Yalnızız

Mekke'deyim. Burada olmayı hep çok severim. İnsanın anlam arayışına dair bakışıma farklı bir mevzi bu şehir. Burası, bu sorgunun tutunabileceği en güçlü habitat. Çünkü coğrafyanın çıplak taşına, tozuna sinmiş tarih, ritüelin spiral hareketi, dil, renk ve sınıf ayrımlarını incelten eşiğin gerilimi aynı yerde birleşiyor.Antropologların "communitas" a

Ah Türkistan

Geçen senelerde sosyal medyada Uygur Türkü bir dedenin ağlayışına tanıklık etmiştim. "Şu sokaklarda gezen köpekler bile bizden daha iyi durumdadır" diyordu. O kaydı, o suratı, o ağlamayı hiç unutmuyorum. Bu yazıyı bu ezilen vicdanın parmaklarıyla yazıyorum.Tarih, yalnızca zaferlerin şanlı sayfalarını değil, aynı zamanda utançların ağır izlerini de

Sonraki sessizlik...

Gündemin tüm şaşaasında hiçbir soruna, hiçbir duyguya kulak kesilemediğiniz anlar vardır. Bir vefat sonrası gelen hal, işte böyle bir şeydir: içinize çöken gölge, kelimelerle anlatılamayan bir boşluk. Sadece iç dünyanıza kapanır, yaşadığınız hüznün gölgesinde kalır, hayatı sorgular ama ne yapmanız gerektiğini bilemezsiniz. Bir boşluk açılır içinizd

Dünya Güzeli Evre. Hoşça kal.

O, hayatına dokunduğu herkeste iz bırakmayı bilen biriydi. Sanatını yalnızca tuvalde değil, gündelik yaşamın her ayrıntısında taşıyan bir insandı. Hayvanların bakışlarını incelikle resmeden fırçası, doğaya duyduğu sevgiyi zarafete dönüştürüyordu. Güzelliği yalnız yüzünde değil, sözlerinde, yaşamında ve dürüstlüğündeydi. Onunla bir araya gelen herke

Yiyin birbirinizi, düşman kardeşler

Başlıktaki söz, küçüklüğümde çok duyduğum, babama ait bir replik. Yaşları birbirine oldukça yakın olan iki ağabeyim kavga ettiğinde babam hemen bu sözü söylerdi. "Yiyin birbirinizi düşman kardeşler." Ülkede yaşananlar bende ister istemez bu sözü çağrıştırdı. Zira siyaset sahnesinde en gürültülü oyunlar, çoğu kez birbirine en çok benzeyenlerin tartı

Sessizliğin çift yüzü

"Üzerine konuşulamayan konusunda susmalı" demişti Wittgenstein. Lakin hayat bize gösterdi ki sessizlik yalnızca konuşulamayanın değil, kimi zaman konuşulmak istenmeyenin de perdesidir. Kimi zaman hakikatin kapısı, kimi zaman zulmün ortağıdır. İnsanlık tarihi boyunca sessizlik, bilgelik ile korkaklık arasında gidip gelen bir salıncak gibi oldu. Şimd

Merhametin çürümesi

Merhamet, yüzyıllar boyunca insanlığın en doğal reflekslerinden biriydi. Yolda düşen birini kaldırmak için onun inancını, geçmişini, siyasi görüşünü, maddi durumunu bilmeye gerek yoktu, yardıma uzanan elin değeri, yalnızca niyetinde saklıydı. Bugünse o elin parmak uçlarında şüphe, avuçlarında hesap var. Acının kendisi değil, kârlılığı ölçülüyor. Ya

Bir sesin tanıklığı: Atasoy Müftüoğlu'nun izinde…

Müslüman olmak, insanlığın bütünüyle ilgilenen, insanlığın bütünüyle konuşma yeteneğine sahip olan, çok yüksek bir bilinç düzeyine sahip olmayı gerektirir." A. MüftüoğluBu cümlelerin yazarı, yalnızca bir düşünce adamı değildir. Atasoy Müftüoğlu, bu topraklarda yaşayanlar için sadece bir entelektüel değil, fikrî namusunu kaybetmemişlerin son sığınağ

Feyruz oğlu Ziad Rahbani'nin ardından...

Yaşamak, kimileri için yalnızca bir varlık hali değildir, bir tanıklıktır. Kendi acısından fazlasını sırtlanmak, susanların dili, bastırılanların yankısı olmak demektir. Ziad Rahbani, işte böyle bir yükün adamıydı. Lübnan'ın yalnızca bestelenmemiş melodilerini değil, bastırılmış çığlıklarını da sahneye taşıyan, kalemiyle, piyanosuyla, oyunlarıyla y

Sessizliğin küllerinde bir ülke…

Eskişehir'de çıkan orman yangınında altı orman işçisi ve beş gönüllü kurtarma görevlisi çok hazin şekilde can verdi… Müdahale gecikti, yangın uzun süre kontrol altına alınamadı, kayıplar büyüdü…Yine -her zamanki gibi- hiçbir kamu yöneticisi sorumluluk almadı. Hayatını kaybedenler için başsağlığı dilendi, devletin ne kadar güçlü olduğu vurgulandı, f