Şükrü Bulut

Yeni Asya

Anneler ve medreseler

Anneliği bütün anneler hissederler, lâkin insanî anneler hem yaşarlar, hem de ifade edebilirler.Zira bir yaşama sanatıdır, annelik. Bahsimiz insanî anneler... Ve hatta Müslüman anneler... Hayatlarını yavrularına adamış şefkat kahramanları... Diktiği ağacın meyve ve gölgesini beklerlerken; ahirzamanın felâketine kapılmış feryâd ü figân içindeki anne

Demokrasi münâfıklığı mektebinin hocası, Karl Raimund Popper

68 kuşağının militan akademisyenlerinden ve Popper'ın "Açık Toplum ve Düşmanları" kitabını tercüme eden Prof. Mete Tunçay'ın ölümü üzerine, Enternasyonal Sol'un gayretiyle mevzu tekrar gündeme geldi.Viyanalı meşhur Yahudî filozof/iktisatçı Popper'ın cilasız hayatını ilk olarak Yeni Asya yazmıştı. Marksizm'e getirdiği tenkitlerinden hürriyetçi ve ha

AB ülkeleri, ABD'nin uyduları değildir

Zamanın sür'ati, hadiselerin zamana uygun akışı, cihanşümul cereyanların olayları farklı takdimleri ve digital okumaların getirdiği cehaletle; vatanımız, dinimiz ve milletimiz açısından önemli bulduğumuz küresel siyasetleri tahlilimizi çok zorlaştırdı.Neoliberal-Neocon ittifakının kırk senelik Ukrayna Savaşı planını bozan Trump-Putin ikilisi; bir k

Dinî cemaatler aslî vazifelerine dönmeliler

Tanımlar çok önemlidir.Dinî cemaat tanımını doğru yapamadığımızda, münafıklığa bürünmüş Marksist/Kemalistler, kırk senedir körükledikleri korku, baskı ve rüşvet çarklarını devam ettirerek cemaatleri aslî vazifelerinden koparabilirler. Yapmaları gerekenleri burada saymamız mümkün değil... Kendi ifadeleriyle; "Emr-i bi'l-m'aruf Nehy-i anil-münkeri" (

Ukrayna Savaşı ve NATO

Mevzuya girmeden önce, yorumcularımızın haklılıklarını teslim edelim. Konunun anlaşılmasını zorlaştıran hadiseler, isimler, felsefî hareketler, siyasî paradigmalar fazla olunca mevzu ihata edilemiyor.Bundan otuz sene önce, kitaba dayalı bilgiye ulaşma kolaylığı veya yazarların geçmişteki makalelerini ihtiva eden kitapları, işi kolaylaştırıyordu. Di

Kemalistler, Said Nursî'yi Şam-ı Şerif'e sokmak istemiyorlarmış

Bilmemek ayıp değil, hakikati bilerek örtmek ayıptır. Küfrün manası, doğruyu bilerek örtmek değil miİnkârcı Kemalistler, Şam-ı Şerif ile Said Nursî arasındaki tarihî münasebeti bilselerdi, Suriye devletinin Risale-i Nur külliyatını camilere koymasına, gazetelerinde şikâyetçi olmazlardı. Önce Said Nursî'nin hayatını, sonra Şam-ı Şerif'in son yüzyıld

Barışı istemeyenler, küresel hegemonya peşindeki ihtilâlci Marksistlerdir...

Bize göre Ukrayna Savaşı ile Gazze Katliamı kısmen vuzuha kavuştuğundan, artık üzerinde durmak istemiyoruz.Haricî dairedeki hadiseleri, Bediüzzaman'ın temel paradigmaları dışında tahlile çalışanların analizlerini, zaman nakzediyor. Kiev ile Filistin'deki yangınları çıkaranların, Neokonservatistlerin (Troçkistlerin) içindeki Yahudi asıllı aktörler o

Demokrasi olmadan, irşad olmaz

Annelerin feryatlarını duymamak ve yaşlılarımızın uğradıkları zulmü görmemek için sağır ve kör olmak lâzımmış…Her iki sınıfın vaveylaları; elbette çocuklarından ve Kur'ân terbiyesiyle yetiştirilemeyen gençlikten... Yazımızın başlığını yadırgayanlar, zamanı yeniden okumalılar... Dünün güneşinde çamaşırlarını kurutmak isteyenlerin şikayetleri ise, yi

Millî projeler şaka ve siyasî istismarı kaldırmazlar

Bediüzzaman'ın günümüz siyasetinin usulünü hatırlatan ibaresini biliyorsunuz: Lisanı-ı siyasette, lafız (bazen) mananın zıddıdır.Bir siyasî parti temsilcisi bu zamanda beyanda bulunuyorsa, beyanının zıddına bakınız demek istiyor. Maalesef 12 Eylül Partileri ANAP ile AKP'nin kırk küsur senelik icraatlarını tahlil ettiğinizde, bu hakikat ile karşılaş

Dinî cemaatlerin hürriyeti ve çocuklarımız…

Hürriyetlerin zirveleri aştığı zamanlardayız. Tıpkı Asr-ı Saadet gibi…Fakat orada ölçü vardı. Hürriyet nimeti, günümüzdeki gibi musibete dönüşmüyordu. Ahirzamanın dehşetli dinsizlik cereyanları, bidatlarıyla hürriyetleri de bozdular. İnsanları nemrutlaştırıp firavunlaştırdılar... Kadının iffetli güzelliğini, hürriyetle çaldılar... Ve yanlış hürriye