Salih Tuna

Sabah

Işık hızıyla uzaklaşın

"Suriye'de Gazze'den çok katliam yapıldı..." veya "Beşar Esad, Netanyahu'dan daha fazla Müslüman öldürdü..." demekteki maksat nedir, anlayabilmiş değilim. Bu tür lakırdıların sahipleri trollerden ibaret olsa gam yemem. Fakat içlerinde mebzul miktar kendilerine köşe tahsis edilen kerameti kendinden menkul muhteremler de var, onları ne yapacağız! Dev

Öyle uzun sövmek istiyorum ki...

Televizyon dizilerinde kimi replikler sansüre uğrar. İki tür sansür vardır; biri, karakter konuşur ama sesi duyulmaz; diğeri "küfür" yerine "bip" yerleştirilir. Karakterin ağzından sesin alınması nahoştur, "bip" öyle mi ya! Hele ki uzun bip, acayip fiyakalıdır. O kadar ki izleyiciler, "Vay be adam ne küfretmiş!" demekten kendini alamaz. Halbuki, ki

'Alıntılarla yaşayanlar'

Eskiden ne kadar hacimli olursa olsun beğenerek okuduğumuz kitapları "Keşke hiç bitmese" dercesine elimizden bırakmazdık. Aynı şekilde, en az iki saat soluksuz dinlediğimiz konferanslar hakkında "Keşke biraz daha uzun olsaydı" derdik. Şimdi öyle mi ya! Sosyal medya "içerik tüketicilerinin" iki üç sayfalık yazıya veya 45 dakikalık konuşmaya bile tah

İsmet Özel de tutuklansın mı

Necip Fazıl dönemin MSP Genel Başkanı Erbakan'la yolları ayırıp Türkeş'li MHP mitinglerde boy gösterince, dönemin MTTB ve Akıncı gençleri "Üstad yuvaya... Üstad yuvaya..." diye tempo tutmuşlardı. Üstad da "Yuvayı kim kurdu, yuvayı kim kurdu" diyerek onları bir güzel azarlamıştı. Üstad partilerin fevkindeydi... Hakikat uğruna verdiği mücadele "hakik

İhanet mi dedin

Merhum Attila İlhan sıklıkla referans verir, kimi açıklamalarını da "tefsir" ederdi. Oysa hiçbir "tefsire" ihtiyaç duymayacak kadar yalın ve net konuşurdu. Yani, zoru kolay anlatmayı başaran ender düşünürlerdendi. Anladınız sanırım: "Avrasyacılık" denince akla gelen ve "Putin'in akıl hocası" tesmiye edilen Aleksandr Dugin'den söz ediyorum. Donanıml

Defolup gidecekler

Suriye rejimi özellikle son 13 yıldır kendi iç dinamikleriyle değil dış dinamiklerle ayakta duruyordu; dış dinamikler elini çekince veya çekmek zorunda kalınca şappadak nalları dikti. "O rejim ki 82'deki Hama katliamından beri 'İslamcılara' yapmadığını bırakmadı. O rejim ki Kürtlere kimlik kâğıdı vermeyi bile çok gördü. O rejim ki en zalim işkencey

Ağzının tadı kaçacak

Hizbullah ile ateşkes imzaladıktan sonra İsrail soykırımına karşı Gazze direnişine fiili destekte bulunan bir tek Yemen kalmıştı. Onu da devreden çıkarmak için harekete geçtiler. Suudi Arabistan'ın Yemen'le olan sınır bölgesinde Amerikan askerlerinin konuşlandırılması konusunda Suudi Arabistan ile ABD arasında anlaşma sağlandığı "söylentileri" boşu

Bu anketin maksadı ne

Dünya genelinde Yahudi nüfusu 15.8 milyondur; bunların 7.3 milyonu Filistin'in işgal edilmiş topraklarında (yani İsrail'de) yaşıyor. Geri kalan 8.5 milyonun 6.3 milyonu da ABD'de mukim. Görüldüğü gibi ABD'deki Yahudi sayısı İsrail'dekiyle neredeyse başa baş. Lakin, ABD'deki Yahudi gençler, diğer Yahudi gençlere nazaran bir hayli enteresan. O kadar

O numaranın altında kim var

Kimsesizler oldum olası çeker beni. Sırf merhametten değil, dünyadan kimsesiz yapayalnız ayrılacağımız duygusuyla özdeşlik kurduğumdan. "Yalnız ölürüz!" demiş ya Pascal, o misal. Hâliyle, kimsesizlerle alakalı nerede bir haber veya yazı görsem okumadan geçemem. Sevgili İsa Tatlıcan'ın geçen pazar günü gazetemizde yayımladığı "Yalnızların son durağı

Arkadaş bu savaş başka...

Çocukluk yıllarımızda yere düştüğümüzde büyüklerimiz, "Yiğit düştüğü yerden kalkar" sözüyle teselli ederlerdi. Zaman hızla aktı ve ilk gençlik yıllarımızdaki "yiğit" sözcüğünün yerini "bayrak" aldı. Yani, "Bayrak düştüğü yerden kalkar" darbımeseliyle bireysel motivasyondan toplumsal motivasyona geçmiş olduk. Çok geçmeden de bunun öyle alelade söz o