Büyük şairimiz mütefekkir İsmet Özel'in bir konferansından aklımda kalan bir sözünü mealen aktararak bugünkü yazı yolculuğumuza başlayalım:
"Birinci Dünya Savaşı'ndan mağlup çıkınca patronumuz İngiltere oldu, girmediğimiz İkinci Dünya Savaşı'nın ardından patronumuz değişti ABD oldu..."
Buradaki "patronluğu" dünya sistemine cari tutarsak birçok ülkeye de kolaylıkla hasredebiliriz.
Ne ki son derece yalın olan bu hakikati mahut savaşlar hakkındaki malumatlar örtmüştür.
Malumatla hakikat örtülebilir mi
Tarihi hakiki disiplinyöntemden bağımsız okumak, bir nevi "bohçacı kadın malumatfuruşluğuna" mahkûm olmak demektir.
Bugün İngiltere "patron" değil bir şey değil, "esamesi" okunmuyor diyebilir miyiz
Bu soruyu dillendirmek bile kimilerince "komplo teorisiyle" itham edilecektir.
O hâlde soralım: "Esamesi" okunmayan İngiltere nasıl oldu da 2022'de İstanbul'da yürütülen Ukrayna-Rusya barış görüşmesini sabote etti
Müzakereyi İngiltere'nin sabote ettiğini bizzat Rusya dillendirdi. Hatta İngiltere'yi bir- iki bombayla tarihe gömebileceklerine dair raconu da aynı dönemde kesmişlerdi.
Rusya, ABD'ye rağmen İngiltere'nin söz konusu müzakereyi akamete uğratamayacağını bilmez mi
Elbette bilir. Dahası, ABD'yi MAGA'cılar ve Anti-Trump'çılar şeklinde kendi içinde ikiye ayırır ama İngiltere ile ABD'yi birbirinden ayırmaz.
Unutmuş olamazsınız: Rusya, CIA'nın kontrolündeki bölgede Kuzey Akım Boru Hattı'na ABD'nin sabotaj düzenlediğini iddia etmişti.
Malumunuz Almanya'ya Rusya'dan doğalgaz sağlayan bu hatlara yapılan sabotaj sonucunda gaz akışı tamamen durmuş, Almanya çok daha maliyetli alternatiflere yönelmek zorunda kalmış, dolayısıyla Almanya'nın enerji konusunda bağımsız karar alma yeteneği kadük hale getirilmiş, hülasa Almanya stratejik olarak da zaafa uğratılmıştı.