Hayalin gücü; hürriyetinden ve sınırsız oluşundan geliyor. "İmkânsız" diye bakmamak lazım her şeye... Hafız Lütfü anlatırken gözleri sulandı: -Muvaffakıyetimin temelinde; hocalarımdan aldığım duâlar var. Onların bereketi ile olduğunu çok iyi biliyorum. Hiçbir hocamı, en ufak bir şekilde üzecek tek bir hareketim olmadı, elhamdülillah... Bu kadar mücadelenin içinde şunu öğrendim: Bir iş, önce hayal kurmakla başlıyormuş İstikbalimizi kuvvetli yapan, önümüze bakmamızı, başka dünyalara açılmamızı sağlayan şey; hayallerimizmiş meğer. Hayatımızın süzgecinden geçen, ektiğimiz tohumlar, yeşerttiğimiz tomurcuklar hepsi de önce hayal ediliyor, sonra icraata konuyor ve o sayede hakikate dönüşüyor Kuru kuru hayal etmek de işe yaramıyor tabii. Tek başına bir mana ifade etmiyor zaten Hedeflediğiniz bir mühim şey için önce hayal, bilahare çaba lazım, hem de çok Hayallere kavuşmanın, kurulan hayallerin peşinden gitmenin ilk şartı bu olsa gerek Çok gayret lazım bu işler için! İnsanı bir nevi motive ediyor hayal kurmak. Siz vazgeçseniz de emelinizden o bırakmıyor peşinizi Hayata tutunmamızı sağlayan da bu. Hakikat olmuyorsa da hayallere yaslarız sırtımızı, ona bağlarız ümitlerimizi. Unutmayalım ki, her büyük muvaffakıyet, önce birer hayalden ibaretti. Nasıl ki en büyük çınar bir tohumda, en büyük kuş bir yumurtada saklandıysa; en büyük dava da önce düşüncelerde başlıyor. Büyük muvaffakıyetler, kurulan büyük hayallerin ardından geliyor elbet. Hayalin gücü; hürriyetinden ve sınırsız oluşundan geliyor. O hâlde "imkânsız" diye bakmamak lazım her şeye. Hele ki hayal kurarken kendinizi sınırlamayın Gerçeklerden tamamen uzaklaşmak veya bir sığınak olarak