Ragıp Karadayı

Türkiye

Devleti neredeyse tamamen içten ele geçirmişlerdi!..

Halife, Bermekîlerin; "Paralel bir devlet" kurduklarınıve kendisini devre dışı bırakmak istediklerinifark etmişti...Dahası, devletin temelini Araplar oluşturduğu hâlde; idare edenlerin en tepeden en alt tabakalara varana kadar neredeyse tamamının Acem asıllı Bermekîler tarafından doldurulması ve onların da halkı canlarından bezdirmesi, bardağı taşı

"Sana bir mükâfat vereceğim, dile benden ne dilersen.."

"Rabbim başımızdan eksik eylemesin sizi, sağlıklı, hayırlı uzun ömürler ihsan eylesin Sultanım! Müsaadenizle sizden tek isteğim olacak"Zaten az ileride çiçekleri sulayan ve olan biteni merakla seyreden bahçıvan da böyle bir işaret bekliyormuş gibi koşarak gelmiş Halife, muhabbetle müsafeha etmiş;"Kıymetli Bahçıvanım! Seni tebrik ederim. Çok nefis e

"Kapımız gece gündüz ardına kadar açık sana Behlül..."

"Sultan'ım! Bunların cevapları vakit alır, bu meseleyi sonra konuşuruz. Şimdilik onu bırakalım da niçin geldiğimi sorun siz!.."Halife Harun Reşid:- Peki "Bu dünyada adam gibi yaşadım, arzu ettiğim şekilde bir ömür sürdüm..." ya da "Ahirete tam hazırlandım" diyebilmek için ne yapmalıyım- Sultan'ım! Bunların cevapları vakit alır, bu meseleyi sonra ko

Çok uğraştım iç âlemimle! Zaman hayli ilerlemişti...

Şunu mutlaka kendi kendine tekrarla: "Şikâyet ettiğim hayatım, belki de başkasının peşinde koştuğu, bir türlü ulaşamadığı hayalidir"Mevsimleri, günün saatlerini zamanında, şartlarına münasip, hakkıyla yaşa, hep zulmette, hep karda kışta, zemheride kalma! Kapıları kapatan, eğer istikbâlini düşünmeyip ışık götürmemişse zifiri karanlıkta kalır. Başka

İçimden, görünmez kanlar akıyordu!..

Sokaklarda duyduklarımdan dolayı kılıç yarası taşıyormuşum gibi de yaralanmıştım!HAİNLER TÜKENMEZ!..İnsanın yağmurlu, serin bir akşamüstü soluk soluğa vardığı sıcacık yuvasında, sebepsiz yere yüreğine saplanan bir hançerin acısı, kanlı bir muharebenin orta yerinde sırtına saplanan bir kılıçtan daha fazla acıtmaz mı canını Elbette öyledir. Benim de

Allah için muhabbet, büyük bir nimet, Sâlihlerle bir olmak, daha ganimet...

"Allahü teâlâya yemin ederim ki, yanımda bundan başka param olsaydı, Kur'ân-ı kerîme tazim için hepsini verirdim"Behlül Dânâ:- Herkesin her gün, her saat başı, kendi nefsine sorması lazım gelen bir suâl Sultan'ım! Bu meseleyi iyi anlamalıyız!- Bir gün ziyaretime gelen İmâm-ı Ebu Yusuf'a, hazret-i İmâmı sordum.- O zaman vefat etmişti değil mi- Çokta

"Affınıza sığınarak bir şey sormakistiyorum Efendim"

"Ah Behlül ah! Yaralarımı kanatıyorsun bunları anlatarak. İçim yanıyor yapılanlara neylersin ki olan olmuş!.."Behlül Dânâ, Emîrü'l-mümînine şöyle cevap verdi:- Vazifeyi sebepsiz reddetmiyor ama Sultan'ım! Ne diyor "Rıza-i ilahiye aykırı bir iş yaparım da ebedî hayatım hepten söner, mahvolurum!" Ben onun ne kadar ihlâslı, ne kadar takva sahibi biri

"Dermanı olmayan derdin mi var,maksadın ne Behlül.."

Çeşitli düşüncelerle dolu olarak kendimi sarayda buldum. Daha doğrusu geldim mi, getirildim mi tam ayırt edemiyordum.Bu dünya, bu çocuklar, insanlar, Bağdat'takilerin kokusu bile yabancıydı bana. Alışmam hiç de kolay olmadı. Şimdiyse müptelası oldum hepsinin de... İnsan neye alışmıyor ki Ah ah! Ne bileyim Dedim ya; kendimi tanıyamadım ki başkaların

"Halife, mesuliyetinin icabını, yani yapabileceğini yaptı..."

"Harun Reşid Sultan'ım, sizler ne derseniz deyin hissî olmaktan kurtulamazsınız bu mevzuda! En iyisi susmak..."Behlül Dânâ:- Herkes her şeyi bilemez ki Sultan'ım! Avam zahire bakar! Sonra böyle söylemekle de kimseyi suçlamıyorum! Kimseye haklı haksız da demiyorum. Ne hâddime! Yalnız kelimelere sığmayacak kadar çok çok büyük bir âlim, şu veya bu seb

"Dermanı olmayan derdin mi var,maksadın ne Behlül.."

Çeşitli düşüncelerle dolu olarak kendimi sarayda buldum. Daha doğrusu geldim mi, getirildim mi tam ayırt edemiyordum.Bu dünya, bu çocuklar, insanlar, Bağdat'takilerin kokusu bile yabancıydı bana. Alışmam hiç de kolay olmadı. Şimdiyse müptelası oldum hepsinin de... İnsan neye alışmıyor ki Ah ah! Ne bileyim Dedim ya; kendimi tanıyamadım ki başkaların