İyi bir insan nasıl olur

"Mümin, koku satan kimse gibidir. Yanında otursan için açılır. Onunla gezsen veya ortak iş yapsan faydasını görürsün. Onun her işi faydalıdır."

Dünkü makâlemizde, mü'minlerin vasıflarıyla ilgili olarak, "Furkân", "Enfâl" ve "Mü'minûn" sûrelerinden bazı âyet-i kerîme meâlleri zikrettik. Bugün "Ra'd", "Şûrâ", "Ankebût", "Zümer", "Fetih" ve "Hucurât" sûrelerinden birkaç âyet-i kerîme meâli daha zikredip onlardan sonra da bazı hadîs-i şerîflere ve bazı İslâm büyüklerinin bir kısım sözlerine temâs etmek istiyoruz.

"Onlar, Allah'ın ahdini yerine getirir, verdikleri sözü bozmaz, Rablerinin rızâsını isteyip sabreder ve kötülüğü iyilikle savarlar." Ra'd, 20-22

"Mü'minler Büyük günâhlardan ve hayâsızlıktan sakınır, öfkelendikleri zaman da kusûrları bağışlar ve işlerini aralarında istişâre ederler." Şûrâ, 37-38

"İnanıp hayırlı iş işleyen mü'minlerin kötülüklerini, and olsun örteriz, onları yaptıklarının en güzeli ile mükâfâtlandırırız." Ankebût, 7

"Allah onların mü'minlerin kötülüklerini örter, onlara işledikleri şeylerin en güzellerinin karşılığını verir." Zümer, 35

"Allah, inanıp emirlerini yapan mü'minlere mağfiret ve büyük ecir va'd etmiştir." Fetih, 29

Mü'minlerle ilgili hadîs-i şerîflerden bazıları da şöyledir:

"Müslümân, elinden ve dilinden diğer Müslümânların başka bir rivâyette insanların sâlim emîn oldukları kimsedir." Buhârî

"Komşusu kötülüğünden emîn olmayan kimse, kâmil mü'min olamaz." Buhârî

"Mü'min la'net etmez, kötülemez, müstehcen konuşmaz ve hayâsız olmaz." Hâkim

"Mü'min geçim ehlidir, arkadaşına râhatlık verir. Münâfık ise geçimsizdir, arkadaşına sıkıntı verir." Dârekutnî

"Halkın elindekine göz dikmemek, mü'minin alâmetlerindendir." Dârekutnî

"Mü'min, başkalarıyla ülfet eder iyi geçinir, uzlaşır, anlaşır, uyuşur;