Prof. Dr. Ramazan Ayvallı

Türkiye

Kâfirlere benzemenin hükmü

Kâfirlerin bayramlarında, Müslümânların câhilleri, kâfirlerin yaptıklarını yapıyor ve kâfirler gibi, birbirlerine hediye gönderiyorlar. Bunlar hep şirktir, kâfirliktir. Dînimizde, sâdece, kâfirlerin haç takmak, zünnâr kuşanmak gibi ibâdet olarak kullandıkları şeyler yasaktır. Mubâh olan âdetlere izin verilmiştir. Resûlullah Efendimiz, papaz ayakk

Gayr-i müslimlere benzemek!..

İbâdetlerde kâfirlere benzemek, bazı yerlerde küfür, bazı yerlerde harâm, bazı yerlerde de mekrûh olur. Mesela Noel'i kutlamak küfür olur. Kâfirlere dîn, îmân ve ibâdetlerde benzemek yasaktır, câiz değildir; bu durum harâm veya küfür olur. İslâm âlimleri, Resûlullah Efendimizin "Bir kavme benzeyen onlardandır" hadîs-i şerîfindeki benzemenin, dînd

Gençlikte yapılacak görevler...

"Gençlik, ömrün en kıymetli zamanıdır. İnsanın sıhhatli, kuvvetli olduğu zamandır. Bu zaman, her gün geçiyor, azalıyor, ihtiyârlık yaklaşıyor..." En büyük İslâm âlim ve velîlerinden olan İmâm-ı Rabbânî (rahmetullahi aleyh) "gençliğin kıymetini bilmelidir" buyuruyor. İfâdeleri şöyledir: Gençlik çağı, nefsin kaynadığı, şehvetlerin oynadığı, insan v

İlim öğrenmenin ve öğretmenin önemi

"İlim rütbesi, rütbelerin en yükseğidir" hadîs-i şerîfi, ilim rütbesinin durumunu yeteri kadar ifâdeye kâfî olsa gerektir. Herkesçe bilindiği gibi, mahlûkâtın, yaratıkların en üstünü olan "insan"ların diğer varlıklardan imtiyâzlı ve üstün olmaları, kuvvetle, vücut iriliğiyle, çok yemekle, yiğitlikle değil, îmân, ilim, ahlâk ve takvâya sâhip olmal

Her hususta en güzel örnek...

Allahü teâlâ, bir insanda bulunabilecek, görünür-görünmez bütün iyilikleri, bütün üstünlükleri, bütün güzellikleri, "Habîb"inde toplamıştır. Herkesçe bilindiği gibi, Peygamberler târihini incelediğimizde, hepsinin gâyelerinin, yüksek ahlâklı iyi insanlar, âileler ve cemiyetler meydâna getirmek olduğunu görüyoruz... Aslında Hazret-i Âdem'den itibâ

Eğitimden maksat...

Eğitimde işin esâsı, hem kendisine, hem âilesine faydalı, hem de milletine, vatanına ve devletine yararlı unsurlar meydâna getirmektir... Zaman zaman konferanslarımızda ifâde ediyoruz; makalelerimizde yazıyoruz, derslerimizde anlatıyoruz, vaazlarımızda da söylüyoruz, hattâ radyo ve televizyon konuşmalarımızda da üzerinde duruyoruz; ama burada, al

Milletleri ayakta tutan...

Bir toplumu içten yıkmak isteyenler, inanç, ahlâk ve millî değerlerini yok etmeyi ilk hedef olarak seçmektedirler. Hiç şüphe yok ki, milletleri ayakta tutan, millî ve manevî değerlerdir. Bu değerler, milletlerin birlik, beraberlik ve ictimâî toplumsal dayanışma içerisinde yaşamalarını ve millî kimlikleriyle târih sahnesinde yer almalarını sağlam

Eğitimde ana-baba ve öğretmenin önemi...

Geleceğimizin temînâtı olan gençlerimizi, millî, manevî ve kültürel değerlere uygun yetiştirmek, toplum olarak hepimizin görevidir... "Eğitim" kelimesinin, eski literatürümüzdeki adı "Terbiye"dir. "Terbiye" ise: "Kişiyi, yavaş yavaş, rûhen ve bedenen yetiştirmek, olgunlaştırmak" şeklinde tarif edilmektedir. "Terbiye"nin "edeblendirme, cezâlarını

İslâm dîninde çocuk ve genç terbiyesi...

Eğitimden maksat; çocukların ve gençlerin, âilesine, milletine, devletine ve bütün insanlığa faydalı birer insan olarak yetişmeleridir. Önce "Genc"i bir ta'rîf etmekte fayda var: Bir insana, 30 yaşına kadar "Genç", 50 yaşına kadar "Yetişkin", 70 yaşına kadar "İhtiyâr", 70'den sonra ise "Pîr-i fânî" denilmektedir. Demek ki dünyâ hayâtı, böyle 4 bas

Allahü teâlânın birinci emri...

Geçen hafta Salı günkü makâlemizde, Allahü teâlânın birinci emrinin, îmân etmek olduğunu; îmân etmenin, bütün insanlara lâzım olduğunu, herkes için îmânın zarûrî olduğunu belirtmiştik. Îmânın da kısaca, "Kelime-i şehâdet"i kalp ile tasdîk ve dil ile söylemek yanî Allahü teâlânın var ve bir olduğunu, Muhammed aleyhisselâmın, Allah tarafından seçilm