Eğitimden maksat...

Eğitimde işin esâsı, hem kendisine, hem âilesine faydalı, hem de milletine, vatanına ve devletine yararlı unsurlar meydâna getirmektir... Zaman zaman konferanslarımızda ifâde ediyoruz; makalelerimizde yazıyoruz, derslerimizde anlatıyoruz, vaazlarımızda da söylüyoruz, hattâ radyo ve televizyon konuşmalarımızda da üzerinde duruyoruz; ama burada, altını çizerek tekrâren ifade edelim ki: Bizim mukaddes dînimiz, şanlı târihimiz, yüksek kültür ve medeniyetimizde; kıymetli örf, âdet ve an'anelerimizde eğitimden maksat "İyi İnsan", orijinal ismiyle söylemek gerekirse "İnsân-ı Kâmil" meydâna getirmektir. Eğitimde işin esâsı, hem kendisine, hem âilesine faydalı, hem de milletine, vatanına ve devletine yararlı unsurlar meydâna getirmektir. İşte târih boyunca millî eğitimimizdeki ana hedef bu olmuştur. Köklü, sağlam, millî ve manevî değerlerle teçhiz edilen (donatılan) âilelere dayanan milletler, her türlü felâketlere karşı göğüs gererler. Sağlam temellere dayanmayan âile ve topluluklar, en küçük bir zorlama karşısında dağılırlar. Benliğinden, millî ve ahlâkî fazîletlerinden, örf ve an'anelerinden uzaklaşarak, rûhsuz, köksüz ve inançsız yetişen nesiller, aşağılık kompleksi içinde sapık fikir ve yabancı ideolojilerin esîri olmaya mahkûmdurlar. Türk milletinin tarihi boyunca her sâhada kazandığı zafer ve başarılarda, Türk âilesinin çok büyük payı vardır. Türk âile yapısı, her türlü kötülük ve tuzaklardan korunmalı, millî ve manevî yapısı kuvvetlendirilerek sağlıklı bir şekilde devâmı sağlanmalıdır. Şurası bir gerçektir ki, bir millet, başka bir milletin toprağını istilâ ettiğinde, bunun belli bir zaman sonra, er veya geç geri alınabildiği, ama fikirleri millî ve mânevî değerleri bozulan ferd ve cemiyetlerin, kişi ve milletlerin düzelmelerinin kendilerini toparlamalarının çok zor bir iş olduğu görülmüştür. Bunun gerek tarihte, gerek yakın zamanlarda pek çok misâllerini görmek mümkündür. Fransa, işgâl ettiği Afrika ülkelerinden, İngiltere de sömürge yaptığı Hindistân'dan