Sabih Kanadoğlu - Hamdi Yaver Aktan

"Tanışıyoruz" dediğinde duraksamıştım; yıllar önce incelenmek üzere Yargıtay'a gönderdiğim bir Cumhuriyet düşmanının dosyasını anımsatarak sözlerini sürdürmüştü. Duraksamam, şaşkınlığa dönüşmüştü. Yargıtay'a gelen binlerce dosya ve o kadar yargıç cumhuriyet savcısı arasından beni hatırlaması, dosyayı ve kararı bilmesi gerçekten de insanda şaşkınlık yaratacak ölçüdeydi; aynı zamanda hayranlık...'O halde!'Sonrasında yakından tanıma onuruna eriştim: Entelektüel birikimi ve bu bağlamda hukuk, edebiyat, tarih vb. disiplinlerdeki yetkinliğine tanık olmak ve yararlanmak büyük kazanımımdı.Görevde bulunduğu sırada önerilen görevleri, görev süresini bitirmek istediğinden kabul etmemişti.Görevi bitirdikten sonra düşünceleriyle kamuoyu daha çok tanıdı. Yazdı, konuştu! Çözümleyici, yorumlayıcı, hukuk anlayışı yüksekti. Düşüncelerinden ödün vermezdi.Tarihin en büyük kurgu davasında, davet edildiğinde Kabataş Lisesi'nden arkadaşı ile yaptığı telefon görüşmeleri, sayısıyla, sorulduğunda yanıtı olağanüstüdür: Okul arkadaşı ile ne kadar az görüşmüş olmanın üzüntüsünü belirtmişti.Yaşadıklarını yazmasını ya da nehir söyleşi yapmasını, sürekli önerdiğimde "Bunları, bunları, vd. söyleyebilir miyim" dediğinde, söylemeyeceğini bildiğimden "Hayır" demiştim. "O halde!..." diyerek neden kaçtığını anlatmak istemişti.Aydınlatmaya devam ediyorYargıtay cumhuriyet başsavcılığından ayrılmadan önce başta daire başkanımız olmak üzere hepimize ayrı ayrı hitap ederek konuşmuş, en yeni üye olduğum için en son bana "Sende gençliğimi görüyorum" demişti. Benim için hiç unutulmayacak değerlendirmesiydi, onurunu taşıyorum!Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey'i, düşünür ve eylem