CHP ve seçim sonrası peyzaj - Özkan YILDIZ

Siyasal tarihimizde ilk defa iki turlu bir seçim yaşandı. Bu seçim, Türkiye'nin, dünyadaki konumunu ve Cumhuriyetin yönünü tayin edeceği için çok kritik anlama sahipti. Giderek derinleşen ekonomik, toplumsal ve siyasal sorunlar acil çözüm bekliyorken kazanan yine iktidar oldu. Seçim, adil ve eşit koşullarda yapılmadı. Popülist dil ve hınçla eşi benzeri görülmemiş iftira ve kara propaganda yoluyla Kılıçdaroğlu ve ittifak bileşenleri terörize ve kriminalize edildi. Kamuoyunun çok büyük kısmında sandık ve seçim güvenliğine dair kuşkular yerini korudu. Bu olağanüstü ortamda seçim yapılması başlı başına sorunsaldı. "Demokrasi ve toplumsal vicdan" ortak paydasında birbirine benzemez farklı partilerin inşa ettiği "mutabakat" politik sinerji ve başarı elbette takdire şayandır. Ancak seçim öncesinde ve sırasında, Millet İttifakı cephesinde giderilmeyen eksiklikleri belirtmeden geçemeyiz. Neydi bu eksiklikler Ocak ayına kadar Millet İttifakı'nın adayının bilinmemesi, Meral Akşener'in masadan kalkması ve kalkarken masaya kumar masası demesi, ittifak içinde yer alan dört sağ partinin kendi logolarıyla seçime girmemesi, bu partilerin İç Anadolu ve Karadeniz bölgesinde varlık gösterememesi, yedi cumhurbaşkanı yardımcısının sağ seçmende yarattığı '"dağınıklık" algısı, önseçimle gelemeyen milletvekili listelerine duyulan tepki, PKK ve HDP'nin bazı aktörlerinin yaptığı açıklamalar, sivil toplumun seferber edilememesi, sosyal yardım alan yoksul, muhafazakâr ev kadınının "inancımla uğraşırlarsosyal yardımımı keserler" korkusunun giderilememesi, depremin yaşadığı illerde seçimin sağlıklı ortamda yapılmaması; deprem illerinde tarikat, İslami dernekler eliyle "yas kapama sürecinin" kaderci anlayışla meşrulaştırılması ve iktidar lehine çalışması, iki seçim dönemi arasında politik söylemin keskin biçimde değişmesi seçmende "güven