Atatürk, Ayasofya ve Kayser-i Rum - Prof. Dr. Salih ÖZBARAN

Ünlü tarihçimiz Halil İnalcık, Fatih Sultan Mehmet'in egemenlik alanlarını yansıtırken "Sultanül berreyn" ve "Hakanül bahreyn" (Karaların ve Denizlerin SultanıHakanı) sıfatlarının yanına "Kayser-i Rum" sıfatını ekleme gereği duymuştur ömrü boyunca; bununla da Doğu Roma (Bizans) mirasına el konulduğunu ifade ve ilan etmiştir. Cumhuriyet dönemi literatüründe Türk sanatı algılamalarında mihenk taşı sayılan Ayasofya, mimaride büyüklüğün, azametin, görkemin ölçütü olduğu kadar, Kanuni Sultan Süleyman'ın kültürel ve siyasal miras olarak algıladığı Romalılığı, "kitabe ve name-i hümayun"larda dünyaya ilan ederken, yanına "Roma topraklarının da kayserliğini" ekliyordu. Dervişler, "abdalan-ı Rum" idi, alimler "ulema-ı Rum"; şairler, "şuara-ı Rum". "Türki söyle bize ki Rumiyüz Rumiye hoş degül mi Türki söz" diye yazmıştı Rumuzi, Türkçeyi taçlandırmıştı, Yemen'in yeniden fethedilmesiyle ilgili yazdığı manzum eserinde. "Leşker-i Rum" Osmanlı askeriydi. Arabistan'ın Rum ülkesiyle kıyaslanması mümkün değildi.UZAKDOĞU'YA UZANAN İMGEUzatmadan birkaç örnek daha vererek bitireyim Osmanlıların Doğu Roma kültürüyle olan ilişkisini: Osmanlı sultanı Malezya'da, Endonezya'da 16. yüzyılın görkemli bir hükümdarını (Raca Rum'u) simgeliyordu; Rum, Çin kaynaklarında "Lu-mi" (Rumi) anlamındaydı; Fas'ın Sadi hanedanı döneminde Osmanlı tüfenkçileri "Rumat" olarak betimlenmişti. Portekiz tarih literatüründe ise Osmanlıların "Turco", "Turcos" (Türk, Türkler) yanında "Rume" (Rumi) ve "Rumes" (Rumiler) tanımları oldukça yaygındı.Osmanlı divan edebiyatına gelince,1 "Rum"u Türk ve Türklükle eşdeğerde tutanların çoğunlukta bulunduğu dikkat çekmektedir. "Rum" Türk kökenli ya da başka etnik özelliğe sahip olanların, Osmanlı'yı temsil edenlerin cazibe dolu merkezidir; İstanbul (Kostantiniyye) ise tüm Rum ülkesinin baş tacıdır; görkemin sembolüdür. Ayasofya'yı içeren Osmanlı iktidarının içine sığındığı coğrafyadır. "Diyar-ı Rum'a gelüp ideli nazar Görünmez oldu gözüme mülk-i Acem nim" diye seslenmiştir Ahdi. "Rum zürefası" veya "zarifan-ı Rum" ile yani zarif insanlarla dolu bölgelerden uzak kalmış olduğuna yakınmıştır Fuzuli. Türk tarihinin Orta Asya'da