Yunan 'Kanuni' muamelesi yapıyorsa niye reddedelim

Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias'ın, Norveç'in başkenti Oslo'da yarı resmi düşünce kuruluşu Uluslararası İlişkiler Enstitüsü'ndeki konuşmasını videodan izledim.Adama hayran kaldım!Ege'de 12 mil 'Yunan hakkı'nı (!) savunurken sadece işine gelen tarafları öyle 'kabaca' çekip alıyor ama öyle tiyatral, öyle esprili, öyle rahat pozlarla, öyle 'haklı' bir tavırla anlatıyor ki, neredeyse inanacaktım!Deniz sınırını 12 mile çekerek neredeyse Gediz Nehri'nden içeriye gireceğinden, Bodrum'da ayağını denize atanın Yunan karasularına basacağından, Türk kıyılarından deniz kabuğu bile toplanamayacağından söz etmeye utanırsınız!O kadar...Kaldı ki Türkiye'ye kahve uzatma mesafesindeki adaların askeri amaçlı kullanımının Lozan ve Paris anlaşmalarına aykırı olduğunu söyleyebilesiniz!Ağzını açanın 'Komşu'dan duyduğu feryat, "Aman Türkler bize saldırıyor!"Türkiye "Hadi gel, konuşalım, anlaşalım" diyor, "Aman Türkler uluslararası hukuku çiğniyor!"Panele dönelim.Dendias bunları söylerken, ikinci konuşmacı Tromso Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Tore Henriksen, başka bir şey söyledi. Norveç'in İsveç, İzlanda, Danimarka ve Rusya ile Arktik Okyanusu ve Barents Denizi'ndeki alanlar konusunda yaptığı anlaşmalara işaret ederek, Dendias'a örnek gösterdi. Norveçli profesör, bu anlaşmalar yapılırken uluslararası hukuk ve örneklerden ilham alındığını, ancak nihai çözümün iki tarafın müzakereleriyle sağlandığını ve kimsenin anlaşmazlık yaratacak bir eylem yapmadığını da vurguladı.Ne var ki Komşu'nun umurunda değildi bu.Sonra Oslo Büyükelçimiz Çorman söz istedi.Önce, "Asıl mevkidaşınız Ankara'da ve bütün argümanlarınızı sizinle görüşmekten mutluluk duyacak" diye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nu işaret etti, ardından da "Ama siz burada konuşuyorsunuz ve ben de buradayım, iki çift sözüm var" diye devam etti.Haberini AKŞAM'da okudunuz.Özetle, "Bunlar sizin attığınız adımların karşılığıdır. Türkiye-Libya deniz sınırı anlaşması da sizin attığınız adımların sonucudur. Lozan ve Paris anlaşmalarındaki adaların 'askerileştirilemez' statüsünden söz etmiyorsunuz. Norveçli profesör deniz sınırlarını tarafların çizmesine örnek gösterdi. Hazırsanız zaten diyalog sürecimiz var" dedi.Büyükelçi, Ege'nin Yunan denizi olmadığına atıfta bulunurken, "Biliyorsunuz değil mi, Ege'nin iki kıyısı var, biri Anadolu, Küçük Asya olarak hatırlarsınız tarihten" ifadesini kullandı.Dendias belki de "İzmir'de denize dökülme"yi hatırladı ki, "Eğer Türkiye Kanuni Sultan Süleyman'ın Akdeniz'de donanmalarla hakim olduğu dönemde kalmaya devam ederse ilerleyemeyiz" dedi.Yunan Bakan'ın bir Avrupa ülkesinde sıkıştığı yerde Osmanlı'ya getirmesi bize çok şey anlatıyor.'Diyalog'dan anladıkları 'bizim dediğimiz olsun'!Alttan alırsak Gediz'den, Menderes'ten içeri girecekler!Kaş kaldırınca da 'Aman Türkler saldırıyor' diye Avrupa'ya, Amerika'ya sığınıyorlar.Biz ne kadar Ege'nin iki yakası, barış, komşu, sirtaki desek de, "Kalbim Ege'de kaldı" türküleri yazsak da, adamların aklı Anadolu'da kalmış!'Cumhuriyet' diyoruz, 'Lozan' diyoruz, adamlar bizi 'tehdit' göstermek adına 'Osmanlı' diyor, 'tehdit'in büyüklüğü kesmiyor 'Kanuni Sultan Süleyman'a yükseltiyor!Salim kafayla düşünelim;Niye reddedelim!Madem Kanuni muamelesi görüyoruz, hakkını verelim.Büyükelçi, diplomatlığının gereğini yaptı, 'mevkidaş' olarak Dışişleri Bakanı'nı işaret etti ama cevabını da verdi.'Sen ki Dendias!'HOLLANDA'DA ENDONEZYA RAPORU Dün BBC Türkçe'de okudum.Hollanda'da Savaş ve Soykırım Araştırmaları Enstitüsü'nün yaptığı araştırmaya göre, Endonezya'nın sömürgeden kurtulmak için verdiği bağımsızlık mücadelesi sırasında Hollanda, 'yapısal ve sistematik' şekilde, 'aşırı şiddet, işkence, yargısız infaz, tecavüz ve köylerin kundaklanması'