Mevzubahis Müslüman'sa sarışın mavi gözlü olmak teferruattır Avrupa'da...

Bosna ile ilgilenenler, Boşnak gazeteci Emine Şeçeroviç'i tanırlar.Yıllar önce Saraybosna'da tanıştığımda söylediklerini hala gözlerim dolarak hatırlarım:"Sırp ırkçılar çok değişmedi, bizi hala 'kaç kişi kaldınız' diye tehdit ediyorlar. Onlara 'Türkiye var' diyorum. Onlar da 'Türkiye'de kaç Boşnak var ki' diyorlar. '75 milyon' diyorum."Bugün Türkiye'de 85 milyon Boşnak var...Şeçeroviç, savaşta kaybettiği ağabeyinin anısına yazdığı 'Kurşunların da rengi var' ve 'Kurşunların rengini yıldızlarla değiştirdim' kitaplarıyla, bir çocuk olarak o günlerin tanıklığını tarihe bıraktı.Bugün 2 oğlu ve bir kızını ağabeyi ve kendisi gibi yetiştiriyor.Dün, ABD ve Avrupa televizyonlarındaki "Ukrayna'da sarışın mavi gözlü insanlar öldürülüyor. Ama burası bir Avrupa ülkesi, Irak, Afganistan değil. Bizim gibiler, beyazlar, Hıristiyanlar, Netflix izliyorlar, bizim kullandığımız arabalara biniyorlar" gibi sözde medeni' yorumlara şöyle tepki verdi: "Bundan sonra Boşnaklar olarak kendimizi öyle savunacağız, biz de sarı saçlı, mavi gözlüyüz. İnsanların Netflix izlemesi ve Instagram kullanması bir değer biçme şekli olmuş. Ooo! Bizde Facebook da var, Twitter, TikTok hepsi... Ve bunlar gelip bize kültür ve medeniyet dersi verirler."Utanacak olana bir Emine yeter de artar bile...Ama utanacak vicdan görünmüyor.11 Temmuz 1995'te Srebrenitsa'da 8 bin 372 Boşnak Müslüman'ı Sırp çetelere teslim ederek soykırıma gönderen BM Gücü'ne bağlı Hollanda ordusunun ödüllendirilmesi kanıt olarak yeterli.O güne tanık olan Hollandalı kadın asker Liesbeth Beukeboom'un anlattıkları bile bu ödüllendirmeyi 'utanmazlık' olarak nitelemeye yeterli: "Dürbünle bakıyordum. Vadideki bütün evleri kuşattılar. Kapıları tekmeleyip kırdılar ve içeriye el bombaları attılar. Sonra kurt köpeklerini içeri saldılar. Köpekler çıkınca evleri silahlarla tarayıp ateşe verdiler. Sonra karargaha geldiler, 'kapıyı aç' dediler, açmadım. Dutchbat Komutanı Albay Tom Karremans'ı aradık, gelmedi; yerine bir Hollandalı binbaşıyı gönderdi. Binbaşı, silahlı Sırp askerlerini görünce 'Kapıyı aç' emri verdi. Sırplar kalabalığın içine girdi. Bazı insanları vurdular, kadınlar korkudan düşük yaptı, bebekler öldü. Başı koparılmış tavuk gibi ordan oraya koşup, sarılıp, insanları çekiştiriyordum. Yetersiz personel, malzeme, silah ve mühimmatla Srebrenitsa'ya gönderildik. Aylar süren hava desteği çağrılarına BM tarafından cevap verilmedi. Uluslararası toplumun kararsızlığı binlerce Müslüman Boşnak'ın göz göre göre öldürülmesine yol açtı." (11 Temmuz 2020, BBC haberi)Hollanda Başbakanı Mark Rutte'nin "uluslararası toplumun savunmasız bir grubu koruyamadığı için pişman olduğunu" söylemesinden 8 ay sonra, 11 Şubat 2021'de Rutte hükümeti, Boşnakları katillere teslim eden askerlere 5'er bin euro ödül verdi!Üstelik, 2014'te Lahey mahkemesinin 'Hollandalı askerler sorumluluklarını yerine getirmediler' kararına rağmen...Mevzubahis Müslümanlık'sa sarışın mavi gözlü olmak teferruattır Avrupa'da!..Srebrenitsa'da soykırım yapan Ratko Mladiç'in hala internetten erişilebilen videoda şöyle diyordu: "Bugün 11 Temmuz 1995. Osmanlı'ya karşı gerçekleştirdiğimiz ayaklanmanın anısına, Türklerden öç alma vakti gelmiştir."Sırp kasabın 'Türk' dediği Bosnalı Müslümanlardı.Saçının sarısına, gözünün mavisine bakmadan katlettiği Müslümanlar...RUSYA HEDEF, ALMANYA RİSK, ÇİN TEHDİT... YA TÜRKİYE.. Ukrayna'ya işgal operasyonu başlatan Rusya, gerekçe olarak "Batı bize Moskova'ya doğru genişlememe sözünü tutmadı" diyor.Batı da, "Sen de hadi Kırım'ı ilhak ettin, Donbass ayrılıkçılarını tanıdın ama Ukrayna'yı işgale kalkışmayacaktın" diyor...İki tarafın da derdi Ukrayna değil, kendi hakimiyet alanı...Batı'nın kendi dışındaki insanlara, toplumlara, devletlere 'bağnazlık' boyutuna varan tek taraflı bakışı değişmedi.Geçirdiği ve övündüğü bütün 'medeni' aşamalara rağmen böyle bu...Siyasi, ekonomik ve askeri olarak kendi genişlemelerini -sömürge dönemi dahil-, 'diğerlerini' sıkıştırma, küçültme olarak görmediler hiç.İlişkilerini 'işbirliği ve güven'e değil 'bağlılık ve kontrol'e dayandırdılar.'Karşı taraf'ın hassasiyetlerini, görüşlerini dikkate almadılar.ABD Başkanı Biden'ın "Neden her şeyi Rusya'dan bekliyoruz" sorusuna, "Ne aptalca bir soru" diye şaşkınlıkla cevap vermesi bu yüzdendi...2018'de dönemin AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker'in "Dünyanın patronu olduğumuzu düşünüyoruz ama aslında kainatın küçük ve zayıf bir parçasıyız" itirafı da...Batı bu 'büyüklük' yüzünden Rusya ile yeni bir ilişki geliştirmek yerine eski politikalarını sürdürdü.Rusya'yı hem SSCB gibi 'tehdit' olarak gördü hem de 'SSCB gibi davranmamasını' bekledi!Rusya da, yeni bir politika geliştirmedi. Batı'nın 'zafer sarhoşluğu'ndan yararlandı.Ama Batı, Ukrayna'dan Moskova'nın burnunun dibine girince, 'Sovyetleşti'...Ve