Sav köyü Risale-i Nur'a bağlıdır

Sav köyünde her bir ev Medrese-i Nuriye gibi Risale-i Nura hizmet etmiştir.Bunlardan biri de Sav köyü sakinlerinden Ahmet Zeki Avşar'ın evidir. Ahmet Zeki Avşar, Sav'da nurların temelini atan has talebelerden Hacı Hafız Mehmet'in torunudur. Dede Hacı Hafız Mehmet, torunu Ahmet Zeki Avşar'ı daha çocukken ve Bedüzzaman Isparta'da Şükrü Efendi köşkündeyken ziyaretine götürmüştü. Ahmet Zeki çocukluğunda nurlarla ve nurun ilk has talebelerinin hizmet tarzlarıyla ile tanışmıştı. Sav köylülerinin her evde Risale-i Nurları bin kalemle yazmaları 1952 yılından itibaren Bediüzzaman'ın Sav köyünü sık sık ziyaret etmesine vesile olmuştur. Ahmet Zeki Avşar yeni yaptırdığı evine Bediüzzaman'ı davet eder. Daha sonraki zamanlarda davetini tekrarlar. Son seferinde "Üstadım, evimin üst katını dershane yaptım" demesi üzerine Bediüzzaman, kimsenin evine gitmemesine rağmen medreseye hürmeten Ahmet Avşar'ın evine gider. 10-15 dakika Risâle-i Nur okutur ve dinler. İkram üzerine yemek olarak az pekmez ve yoğurt yer. Bediüzzaman Sav'dan ayrılırken Ahmet Zeki'ye "Beni dünyaya getiren âmillerden anam, babam, memleketim benim nazarımda nasıl mübarekse yetmiş senedir tahakkukuna uğraştığım mesleğimi Sav Köyü tahakkuk ettirdiği için benim nazarımda o da nispeten mübarektir. Ankara, İstanbul hatta hükümet erkânı arasında ne kadar Risale-i Nur'a hizmet edenler varsa sizlerin hizmetkârları hükmündedirler. Dede Hacı Hafız Efendi de bilmedi, başkası da bilmedi. O veliyullahtandır" dedi. Daha sonra "Ben Sav'ın emvâtını dualarıma dâhil ettim" dedikten sonra elini açar ve dua eder. Yanındakiler de âmin diyerek duasına iştirak ederler. Emirdağ Lahikası-I'de Ahmet Zeki Avşar ile ilgili şöyle bir bölüm