Mustafa öğretmenin arayışı

Bir köy çocuğu olan Mustafa Özsoy, dinî bilgisi ve kültürünü ninesinden almıştı.İlkokulu bitirdikten sonra İvriz Köy Enstitüsü imtihanlarını kazandı ve buradan mezun olduktan sonra öğretmen oldu. Ataması Diyarbakır'ın Dicle ilçesine bağlı Birsin köyüne yapıldı. Kısa zamanda köylülerle iyi bir iletişim kurdu. Bir gece yatmak üzereyken, kalbi sıkıştı. Ardından baygınlık geçirdi. Kendine geldiğinde eşine "Biz namaz kılmıyoruz. Ya ölüm gelir de bizi böyle yakalarsa halimiz ne olur" dedi. Sonra hanımıyla birlikte namaz kılmaya karar verirler. Aynı gece rüyasında "Kıyamet kopacak!" diye bir ses duydu. Mustafa o gece çok uzun ve hayalini bile kuramadığı bir rüya gördü. Uyanınca rüyasının gerçek olup olmadığını uzun süre kestiremedi. Sabaha kadar bir daha uyuyamadı. O gün ilk defa sabah namazını büyük bir huzur ve istekle kıldı. Sonra içindeki ölüm korkusunu dindirmek için hemen Diyarbakır'a gitti. İntisap edeceği birilerini aradı. Kendi kendine "Artık imanımı kurtarmam lazım!" diyerek samimi bir arayışa girdi. Bir gün Diyarbakır'a bir arkadaşını ziyarete gitmişti. İçindeki sorularla nasıl boğuştuğunu ona anlatınca arkadaşı ona Said Nursi Hazretlerinin talebelerinden tanıdığı biri olduğunu söyledi. Mustafa, hemen onunla tanışmak istediğini söyleyince birlikte Bediüzzaman'ın talebelerinden Mehmet Kayalar'ın yanına gittiler. Sohbetin ardından sorular sordu ve cevaplar aldı. Sohbetin sonunda daktiloyla yazılmış Yirmi Üçüncü Söz, Gençlik Rehberi ve Hanımlar Rehberi kitaplarını aldı. Diyarbakır sokaklarında yürürken adeta kanadı olsa uçacaktı. Dinlendiği bir yerde "Yirmi Üçüncü Söz"ü bir okuyuşta bitirdi. Eve döndüğünde içindeki mutluluk herkesi şaşırtmıştı. Ramazan ayı olması hasebiyle cami de teravih namazını kıldıktan sonra köylülere "Yirmi Üçüncü Söz"ü okudu. Köylüler Türkçe bilmediklerinden okunanı anlamıyordu. Mustafa da Kürtçe bilmiyordu. Mustafa, Kürtçe öğrendi. Ardından köylülere Türkçe öğretti ve köylüler bir süre sonra risaleleri anlamaya başladı. Köylülerle kitap okumaları iki yıl kadar sürdü. Sonra Mustafa'nın tayini Konya merkeze bağlı Çamurlu İğrete'ye çıktı. Konya'da Risale-i Nur talebelerini aradı. Kısa bir süre sonra Konya'da Bediüzzaman ve eserleri ile alâkadar kişilerle tanıştı. Mustafa, Konya nur talebelerine Bediüzzaman'ı ziyaret etmek istediğini söyledi. Mustafa hemen trenle Isparta'ya gitti. Bediüzzaman'ın evini aradı. Zor da olsa evi buldu. Yoldan geçen biri Bediüzzaman'ın Emirdağ'a gittiğini söyleyince Emirdağ'a gitti ve evi buldu. Kapıyı çaldı. Zübeyir Gündüzalp kapıyı açtı. Mustafa, "Üstadı ziyarete geldim." dedi. Zübeyir Gündüzalp, "Üstad hasta, kimseyle