Bediüzzaman ve Kurtalanlı Yusuf Toprak

Sason isyanı sebebiyle Ahmet Atak ve Siirt'in Kurtalan ilçesinde ikamet eden hemşehrisi Yusuf Toprak aynı tarihte Kastamonu'ya sürgüne gönderilir.Yusuf Toprak, memleketinde Yusuf Ağa, Yusuf Efendi isimleri ile anılırdı. Memleketinde toprak ağası olarak tanınan Yusuf Toprak; zengin, varlıklı biriydi. Ahmet Atak ise elinde avucunda bir şeyi olmayan ailesinin geçimini hamallık yaparak sağlayan biriydi. Bu iki hemşehri, sürgüne geldikleri Kastamonu'da tanışır ve dost olurlar. Bir gün Ahmet Atak ile Yusuf Toprak bir çayhanede karşılaşır. Sohbet faslından sonra Yusuf Toprak, Hamal Ahmet'ten 50 kuruş borç ister. Hamal Ahmet, Yusuf Ağa'nın zengin, varlıklı biri olduğunu bildiğinden onun şaka yaptığını sanır. Yusuf Toprak, Ahmet Atak'a şaka yapmadığını gerçekten ondan 50 kuruş istediğini söyler. Ahmet Atak, Yusuf Ağa "Bu kuruşlu parayla ne yapacaksın" diye sorar. Yusuf Ağa, "Ahmet bu gün seninle birlikte Bediüzzaman Hazretleri'nin ziyaretine gideceğiz. Bizim oralarda âdettir. Bir kişi bir âlimi ziyarete gideceği zaman o mevsimde yeni çıkan meyvelerden ne varsa onu alıp hediye olarak götürür. Bediüzzaman Hazretleri'ne götüreceğimiz meyveleri kendi paramla alabilirim, fakat servetimin içine haram para karışmış olabilir. Bediüzzaman Hazretleri bunu hemen anlar ve hediyemi kabul etmez. Senin hamallık yaparak alın terinle kazandığın para helâldir. Senden 50 kuruş borç istememin sebebi budur" der. Hamal Ahmet nasırlı elini cebine daldırarak 50 kuruşu çıkararak Yusuf Ağa'ya verir. Yusuf Ağa, o helâl parayla yeni çıkan iki tane Adana karpuzu alır ve Ahmet'le Bediüzzaman'ın karakolun karşısındaki evine gelirler. Bediüzzaman'ın odasının kapısına varınca kapıyı çalarlar. Bediüzzaman odanın kapısını açtığında elindeki karpuzları görünce onların içeriye girmelerine izin vermez ve "Yusuf Ağa, sen benim âdetimi bozmak mı istiyorsun" der. Yusuf Ağa ve Hamal Ahmet kapıda donmuş gibi kalırlar. Bediüzzaman bir süre öyle kalır. Sonra aniden başını kaldırır: "Yusuf Ağa! Seni o karpuzlarla birlikte geri gönderecektim, ama onları Hamal Ahmet'in parasıyla aldığından, onun hatırı ve kalbinin kırılmaması için kabul ediyorum." der. Yusuf