Misbah Eratilla

Yeni Asya

Zeynep Hanımın dinmeyen gözyaşları

Recep Unaz, Bediüzzaman'ı ilk defa ziyaret ederek ellerinden öper. Antalya'ya gideceğini, bir hizmetin olup olmadığını sorar.Bediüzzaman: "Elmalı'da talebem Zeynep Hanım var, ona benden çok selam söyle, merak etmesin duama dâhildir" diyerek ona selamını götürmesini söyler. Recep ağabey, mevsim kış olduğundan birkaç gün sonra yola çıkar, Antalya'ya

Makamlarını bilememişler

Bediüzzaman'ın saff-ı evvel talebelerinden Mustafa Çelik; Kuleönlü Sarıbıçak Mustafa, Sofuoğlu Mustafa Hulusi, Sarıbıçak Mustafa Hulusi, Sarıbıçak Mustafa, Büyük Mustafa, Sallabacak Mustafa Hulusi, Mübarek Mustafa diye farklı isimleriyle tanınırdı.Bu şahıs aynı zamanda çok mübarek, ihlaslı ve ehli kalp bir Nur talebesi idi. Risale-i Nur'da adı geçe

Dalaz Hoca gibilere çok ihtiyaç vardır

İbrahim Ethem Talas birçok köyde imamlık yaptıysa da çevrede Sandıklı Alamescit Köyü imamı olarak bilindi.Sandıklı'da Nur postacılığı dahil Risale-i Nurlar'ı yazma, neşir ve tebliğ konusunda ders vermediği kimse kalmadı. Risale-i Nur'a karşı heyecanı sürekli canlı olduğundan her seferinde heybesine Risale-i Nurlar'ı koyarak ihtiyaç sahiplerine ulaş

Kur'ân'ın tokadı

Bediüzzaman Eskişehir hapsinden sonra Kastamonu'ya sürgün gönderildi. Kastamonu'da kaldığı süre içinde gördüğü eziyeti binlerce sayfa yazılsa azdır.Tüm baskı ve eziyetlere rağmen Risale-i Nur'un yayılması engellenemedi. Kışın zemheride ekilen nur tohumları kısa sürede dünyanın her köşesinde çiçek açtı. Bediüzzaman'ın Kastamonu hayatında gördüğü ezi

Ceylan'ın can dostu

Ceylan Çalışkan Siirt'e askerî görevini yapmaya gitmeden önce Bediüzzaman ve Risale-i Nur'la ilgili istihbarat bilgisi ondan önce Siirt'e varmıştı.Ceylan, Bediüzzaman'dan aldığı terbiye ve derslerden askerlik süresi boyunca dik durdu ve kimseye boyun eğmedi. Haysiyetli duruşunu gören birçok asker onunla tanıştı ve gizli de olsa ondan Risale-i Nur d

Şam'dan davet

Şam'da görev yapan ünlü bir generalden Bediüzzaman'a: "Efendim Sizleri Şam âlimleri adına dâvet ediyorum. Yüksek fikirlerinizden biz de istifade etmek istiyoruz" diye bir davet gelir. Bediüzzaman bu davet üzerine 1911 yılı içerisinde Şam'a doğru yola çıkar.Bediüzzaman Şam'a giderken aynı zamanda hem Arap âlimlerini, hem de Arap dünyasını yakından t

Bediüzzaman'ı dinlerken

Bediüzzaman Isparta'da 1954 yılı sonbahar aylarında bir gün yatsı namazına yakın bir zamanda talebelerin odasına gitti: "Bir ihtar var. Size Arabî risalelerimi ders vereceğim. Yarın sabahtan itibaren başlayacağız" deyince talebeler sınırsız bir sevinç ve mutluluk duydu.Bediüzzaman ertesi gün sabah namazı ve ardından tesbihattan sonra onları yanına

Barla'ya vefa yolculuğu

Bediüzzaman 1950 yılından sonraki zamanlarda ilkbahar mevsimi geldi mi birkaç talebesini yanına alır üç ay Barla'da kalırdı.1954 yılı ilkbaharı geldiğinde diğer yıllarda olduğu gibi bu yıl da Bediüzzaman Barla'ya gitmek için yanına Zübeyir Gündüzalp, Ceylan Çalışkan ve ilk defa Mustafa Sungur'u aldı. Isparta da ki evde Bayram Yüksel'i nöbetçi bırak

Tahtakurusu

İnebolulu 15 Nur talebesi aynı hücrede yirmi dört saat sorguya çekildikten sonra tevkif edilerek bir odaya konulur.Sonra her hareketleri takip edilerek Ankara'ya bildirilir. Bir süre sonra içişleri bakanı Hilmi Ural "Bu kadar vatan haini İnebolu'dan nasıl çıkar diye merakından İnebolu'ya gelir. Üç ay sonra İnebolu Cezaevi'nde kalan Nur talebeleri D

Meçhul kahraman

Atıf Ural daha dokuz aylıkken sağ kaburga tarafında cerahat toplandı.Doktor: "ameliyat yaparsak yüzde bir kurtulma ümidi var, yapmazsak ölecek" dedi. Annesi ameliyata razı olmadı. Babası yapılsın deyince ameliyat yapıldı. Cerahat alındı ve Atıf kurtuldu. Atıf'ın çocukluk ve gençlik yılları güzel geçti. Ağabeyi Kemal Ural Ankara ziraat fakültesinde