Mine G. Kırıkkanat

Cumhuriyet

Kıyamete hazırlık

Türkiye'de afet ve felaket beklentisi bitmez. Deprem beklemeye alıştık, ama ne zaman vuracağını bilmiyoruz. Gerçekleşeceğinden emin olduğumuz en yakın ve büyük felaket, tavan yapması beklenen akut zam krizi... Kemerleri daha ne kadar sıkacağız, maaşlarımız ödenebilecek mi, nelerden yoksun kalacağız, belirsiz. Ekonomik anlamda çaresiz ve endişeliyiz

Soğan çürük, soyan Zübük

Dünyanın ayarını bozan iklim değişikliği Ezya arşipelini de vurmuş; Makronezya, Germania, Bitania, Yutania ve Mikronezya'ya yoğun kar yağmıştı. Güney yarımkürede nisan ayı, güz mevsimine düşerdi. Ama Ezya arşipelinde kışlar bile oldum olası ılımandı, kar bilinmezdi. Dolayısıyla gökten yağıp toprağı kaplayan buzlu beyaz örtü adalarda şaşkınlık ve se

Kibir ve kir

Bencillik kalp kırar. Açgözlülük kirletir. Arsızlık kızdırır. Gösteriş kinlendirir. Birilerinin yemelere doymayıp ötekilerin aç yattığı yerde, er ya da geç kıyamet kopar. Ötekinin yenen hakkı, hak etmeyen berikine verildikçe damla damla dolan sabır tası, taşar. Sel olup akar. Kibir asla cezasız kalmaz. İnsanlığın organize kötülüğe karşı süren binle

Haşat ve gacırt

Mikronezya Merkez Pastanesi'nin kakao rezervleri tamtakır olmasına karşın, Yol Partisi istibdadının şatafatı hız kesmiyordu. Ulu Çoban Muktedir Makropiç halkın açlığına tümüyle duyarsızdı. Betonit Sarayı'na kapanmış, kaçak pudra şekeri ticaretinden gelen paraları yozdaşlarıyla paylaşıp Amerika'dan getirttiği gençlik aşılarıyla ömrünü uzatmaya çalış

Bir ışık söndü, dünya karardı

Ali Sirmen, duygu yüklü en güzel yazılarını, 1985-86 yılları arasında hapishaneden, Samim Lütfi imzasıyla yazdı. Samim Lütfi, baba tarafından dedesinin adıydı; Samim de babasının... Yetim değildi ama babasız büyümüştü. Türk müziğine "Sultaniyegâh Sirto" gibi pek çok başyapıt kazandıran Sadi Işılay'ın kızı Rahşan ile Samim Lütfü Sirmen'in oğlu Samim

Deli Şair'e vefa

"Temiz bir vicdandan daha yüksekte duran hiçbir yasa yoktur." Kosta Kortidis Ömer Seyfettin, Türk toplumuna özenle şırınga edilen cehalete rağmen okuyarak dünyasını genişletmeyi sürdüren her insana okumayı sevdiren, öykülerine hayran bırakan en büyük edebiyatçılardan biridir. Diyet ve Kaşağı gibi birkaç öyküsü, sanırım her okuryazarın belleğine sil

Öncesi var, sonrası var, ortası karar!

Mikronezya İmaniyet İşleri Reisi Alyoşa Ersaltz, müstebit Ulu Çoban'ın değişmez yozdaşı; Muktedir Makropiç tak deyince şak yapan en güvenilir yoldaşıydı. Nitekim adada "özgür seks" ilanıyla istibdadın soyduktan sonra soğan bile bulamaz hale getirdiği halkı, hiç olmazsa cinselliğe doyuran olmuştu. Alyoşa Ersaltz'ın fantezileri vardı. Tinsellikle işt

Sağlık Cumhuriyeti

TBMM, 23 Nisan 1920'de kurucu Büyük Millet Meclisi olarak açıldığında Kurtuluş Savaşı sürüyor; Türk milleti 1853'te başlayan bir ufalanmada Kırım, Balkanlar derken Arap çölleri ve Kafkaslar'dan sonra Anadolu'ya uzanan beş cephede zaten 67 yıldır savaşıyordu. Düşmanla son çarpışmalar devam ederken, 30 Ağustos 1922 günü zaferin ne büyük ne de Türkler

Yapay zekâ, başa bela

Makronezya müstebiti Valdemir Potin, biatı ve itaatı örnek müttefiki Muktedir Makropiç'e bir robot armağan etmişti. Tutar Silker adı verilen robotun yapay zekâsı, yalanı saptayıp yalancıyı cezalandırmaya programlıydı.Sorgularda yorulan işkence memurlarına yardımcı olmak amacıyla üretilmişti. Mikronezya Merkez Karakolu'nda çok işe yarayacaktı.Armağa

Malcolm X'le röportaj

Amerikalı zenci lider Malcolm X, yaşamını çalacak suikasta yaklaşırken Amerika'daki Siyah Müslümanlar hareketinden uzaklaşmıştı. Artık beyazlar hakkında ırkçı genellemeler yapmıyor, hata yaptığını kabul ediyordu. Amerika'daki siyahların mücadelesi bir ırk üstünlüğü değil, insan hakları mücadelesiydi.1964 sonunda İngiltere'ye gelmiş ve üniversiteler