Mine Esen

Cumhuriyet

Tükenmişliğe mahkûm değiliz, seçim elimizde

Niye bunlar başımıza geldi, geliyor, diyenlere kıpkırmızı bir kart çıkarmak gerek. Artık iklim değişikliğinin çevresel etkilerini bilmeyen var mı Ya da küresel çapta artan sıcaklıklarla birlikte yangınların daha da yıkıcı olduğunu duymayan Üç maymunu oynamayı seçmediyseniz toplumsal farkındalık konusunda genel bir yargıda bulunabiliriz. İş bu farkı

Zeytine de kelepçe!

Ülkemizin yeşilini, su kaynaklarını yeterince koruyamazken içinde bulunduğumuz bu tehlikeli virajda yine akıl almaz bir hız eşliğinde vites yükseltildi. Yaşam savunucularının, bölge insanının, muhalefetin tüm uyarılarına, protestolarına karşın iktidar zeytinlikleri madene açmayı yasalaştırdı. Ne için Sakın modern, teknolojik çağda enerjisiz olmaz v

Bölge tuzağı etnik, mezhep siyaseti...

Savaştan, terörden yana olacak halimiz yok, demokratik ilkeler, barış kuşkusuz ortak umut, ortak hedef. Terör örgütü PKK'nin Irak'ta sembolik silah yakması bu çerçevede ülkemiz ve içinde bulunduğumuz coğrafya açısından kritik bir sürece işaret ediyor. Cümleye ama diye başlamayı sevmesem de burada büyük bir AMA gerektiği ise kuşku götürmez. Sürecin

Kutuplaşma kime yarar...

Türkiye zor bir süreçten geçiyor, geçirtiliyor. Demokratik, laik, hukuk devleti sistemiyle "sorunlulardan" Ortadoğu coğrafyasının koltuk sevdalısı liderlerini pohpohlayarak çıkarlarını dizayn etme çabasındaki çıkarcı emperyalist zihniyetlere, Atatürk Cumhuriyetine yönelik karşıdevrimcilere dek, pek çok kesimin bu sisli atmosferden yararlanma peşine

Bölünme değil birliktelik

Enerjisi bol milletiz. Ama bunu ne için, nasıl kullanacağımız konusunda geldiğimiz nokta tartışmalı. İktidar cephesinin kuyuya attığı taş, yine geldi CHP içindeki ayrıştırma çabalarını tam durulmuşken köpürtüverdi. CHP'de Özgür Özel'in genel başkan seçildiği kurultayın iptal davası adım adım gündemin merkezine oturtuldu. Gözler bugün görülmesi bekl

Tahran sil baştan mı...

En kötü durumlardan biri insanın yaşananlara karşı artık şaşırmama hali. Uluslararası sistemden iç siyasete tuhaf, aykırı ne varsa "normalleştirme", "Bunu da gördük, bakalım sonrası" diyecek hallere gelindi. II. Dünya Savaşı sonrası kurulan uluslararası sistemin kaotik olarak çöküş sürecindeyiz. Otoriter, "Ben yaptım oldu" rejimlerinin en sevdiği d