Sandık gücü

Ülke siyasetinde yine kritik bir hafta. Gözler CHP'nin cumhurbaşkanı adayı, seçilmiş İBB Başkanı İmamoğlu hakkındaki iddianame sürecinin yanı sıra bu cuma günü görülecek CHP 38. Olağan Kurultayı'nın iptali istemiyle açılan davanın seyrinde.

Gelişmeler bir kez daha demokrasinin temellerinden güçler ayrılığı ilkesinin değerini hepimize hatırlatmakta. Bu nedenle de Yüksek Seçim Kurulu'nun kendi yetkisine müdahaleye izin vermeyip İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin CHP İstanbul olağan il kongresinin durdurulması istemine hayır kartı çıkarması son derece önemli. CHP bu kararla birlikte dün İstanbul kongresini düzenledi, delegeler yönetimi belirlemek için sandık başına gitti. Siyaset mücadelesinde sandık belirleyici olduğuna göre beklenti parti içinde muhalefet yapanların bu demokratik seçim sürecinde yarışa katılmalarıydı. Ama tek aday CHP İstanbul İl Başkanı Özgür elik oldu. elik'in şu sözleri dikkat çekiciydi: "Öyle siyasallaşmış yargının kararlarının arkasına sığınmayın. Varsa kendinize güveniniz gelin buyurun aday olun, yarışalım!" Ama başka aday çıkmadı. Bir anlamda gövde gösterisine dönen kongrede delegeler bir kez daha "mutlak butlan ve kayyuma" karşı net mesaj vermiş oldu.

İktidar cephesi "Turpun büyüğü heybede" diyerek yerel seçimlerden birinci çıkan CHP'ye karşı baskıyı artırıp yargı kıskacıyla siyasi varlığını sürdürme çabasında. Ancak bu sürece kendi seçmeni dahil arka çıkan pek yok. oğunluk sandık iradesine saygı gösterilmesini istiyor. İktidara toplumun pek çok kesiminden "Ekonomiden öğrencilerin barınma sorununa, dış politikaya onca sorun arasında neden şu anki haline bile uymadığın anayasayı değiştirme ve muhalefeti baskıyla etkisizleştirmeye çalışmakla uğraşıyorsun" tepkisi yükseliyor. Tartışmalı İmralı sürecinin nereye evrileceği, Suriye'deki yansımalarının ne olacağı soruluyor.

Özel yönetimindeki CHP, iktidarın tuzaklarına düşmeden yurttaşla, delegeyle doğrudan iletişimi artırma, meydanlarda buluşma siyasetinin olumlu sonuçlarını almakta. İktidarın perdelemek istediği ülkenin asıl sorunlarına ilişkin soruları kamuoyu önünde sormakta. Artık sıra CHP'nin iktidar yürüyüşünde bu sorunlara nasıl çözüm üreteceğini madde madde yurttaşa anlatmasında.

'KRALA HAYIR'

Dünyada gelgitli etkileriyle Trumpizm dönemi yaşanıyor. Faşizm ve otoriterlik dalgası küresel çapta bir kez daha yayılıyor. Demokrasi, adil paylaşım konusunda isyan güney küreden "gelişmiş" kuzeyin zenginlerine doğru çoğalıyor. Z kuşağı olarak da adlandırılan gençler giderek zorlaşan yaşam şartlarına, yolsuz, liyakatsiz, baskıcı yönetimleriyle koltukları bırakmayan liderlere karşı tepkilerini dile getiriyor. Yaz aylarında yayımlanan Oxfam'ın bir araştırmasına göre, dünya nüfusunun neredeyse yarısı, 3.7 milyardan fazla kişi, yoksulluk içinde yaşıyor. Diğer yandan dünyanın 3 bin milyarderi ise son 10 yılda 6.5 trilyon dolar kazanmış. Para parayı çeker düşüncesinin yanına en büyük kaygı ise artık gizli saklıya gerek duymadan güçlünün güçsüzü ezip geçmesi. Son örnek Gazze konusunda. Öyle bir tuhaf dönemdeyiz ki artık diplomasinin en önemli araçlarından diplomatik dil konusunda gelinen nokta;