M. Latif Salihoğlu

Yeni Asya

Niyet ve usûl

Yapılacak her işin ilk safhasını niyet teşkil ediyor. İyi ve hayırlı neticeler için "iyi niyet"in varlığı esastır. Onun içindir ki "Niyet hayır, âkıbet hayır" denilmiş.Şu var ki, "iyi niyet" tek başına "iyi netice" için kâfi gelmez. İyi neticeye varmak için, ayrıca bir usûle riayet etmek, bir metoda uymak icap ediyor. Aksi halde, iş harc-ı âlem bir

Artık cereyanlar çarpışıyor

Eskiden devletler çatışıyordu. Milletler savaşıyordu. Devlet ile milleti temsil eden liderler karşı karşıya geliyordu. Bu durum büyük oranda değişti ve daha da değişecek gibi görünüyor.Günümüzde ve gelecekte ise, dünya genelinde daha çok sınıflar, zümreler, fikirler, cereyanlar karşı karşıya gelecek. Hakikattar bir ifade ile "Devletler-milletler m

Denge, ölçü, mizan

Dünya ve kâinatın bütün çarkları muhteşem bir ölçü, denge ve mizan üzere kuruludur.Zerreden en büyük kürelere kadar hiçbir yerde ölçüsüzlük, dengesizlik yoktur. Nizam, intizam, muvazene mükemmeldir. Bu sisteme "tekvinî kanunlar" yahut "âdetullah kanunları" denir. İnsan da aynı sistem üzere gitmeli, hayatını ona göre tanzim etmeli. Aksi halde, en bü

Lâkayt kalmanın neticesi

Lâkaytlık, bir nevi boş vermek, ilgisiz-alâkasız kalmaktır. Yani, kayıtsız kalmaktır. Kezâ, bir şeyi umursamamak ve aldırış etmemektir.Bu davranış biçimi gereksiz, lüzumsuz, malayanî şeylere karşı ise, doğru bir davranıştır ve neticesi hayırlıdır. Zira, dünyada çok şey var ki "alâka-i kalbe değmez"ler. Dolayısıyla, alâkaya değmez şeylere karşı laka

Rus da dinsiz- komünist kalamadı

GÜNÜN TARİHİ: 19 Ağustos 1991Yazının başlığını Hazret-i Bediüzzaman'ın "Emirdağ Lâhikası"ndaki şu hakikatli sözüne binâen koyduk: "...Kat'iyen dinsiz bir millet yaşamaz. Rus da dinsiz kalamaz. Geri dönüp Hıristiyan da olamaz. Olsa olsa, küfr-ü mutlakı kıran, hak ve hakikate dayanan, hüccet ve delile istinad eden, aklı ve kalbi ikna eden Kur'ân ile

Çocuk terbiyesi: Şefkat ve mülâyemetle

Çocuk sevgidir, neşedir, ünsiyettir… Çocuğun en iyi anladığı dil "sevgi dili"dir. Sevgiyi, saygıyı, şefkati katarak çocuğa faydalı-zararlı her şeyi anlatmak mümkün.ocuk on beş yaşına kadar neyi sevdiyse, ona neyi sevdirebilmiş isek, on beşten sonra da çocuk onu öğrenmeye, araştırmaya, geliştirmeye yönelir. « Esâsen, "ahlâk ve terbiye-i İslâmiye"yi

İngilizler Hindistan'ı-Pakistan'ı neden parçaladı

GÜNÜN TARİHİ 14 Ağustos 1947Bugün itibarıyla nüfusu en kalabalık ülkelerin başında Hindistan geliyor. Nüfusu 1.5 milyar civarında. 1947'den sonra Hindistan'dan kopan Pakistan ve Banladeş'i de eklediğinizde, "Hint kıtası"nın yekûn nüfusu 2 milyarı buluyor. İngilizler, dünyanın bu en büyük ülkesini 1850'lerden itibaren sömürge haline getirdi. Sömürge

Teşebbüs, tevekkül ve netice

Şu dünyada her şey bir sebebe yahut sebepler zincirine bağlanmış. Her şey kader planında takdir edilmiş olmakla beraber, her şey hikmet dairesi içinde dönüyor, oluyor, bitiyor…Kezâ, şu âlemde tesadüfe tesadüf edilmediği gibi, âlemde tesadüfe de yer yoktur. Zerreden en büyük kürelere kadar, büyük-küçük her şey ince ve dakik hesaplarla takdir ve tayi

Dârü'l–Hikmet ve Bediüzzaman

GÜNÜN TARİHİ: 12 Ağustos 1918Konunun hemen başında teknik bir bilgiyi tekrâren hatırlatmış olalım. Üstad Bediüzzaman'ın da kurucu üye sıfatıyla içinde yer almış olduğu Yüksek İslâm Akademisi (Dârü'l–Hikmeti'l-İslâmiye), Miladî takvim itibariyle 12 Ağustos 1918 tarihinde resmî kuruluşunu tamamlayarak göreve başladı. Bazıları açılış gününü "25 Ağusto

Uzun Hasan ile neler yaşandı

GÜNÜN TARİHİ: 11 Ağustos 1473İki Müslüman devletin, yahut iki İslâm ordusunun karşı karşıya gelmesi son derece hazin ve elim bir hadisedir. Hamiyet sahiplerinin içini kan ağlatacak kadar acı verir. Ne var ki, bu tür vakalar zaman zaman kaçınılmaz olmuştur. İşte, Otlukbeli Muhrabesi de o elim ve acı hadiselerden biridir. arpışan iki devletin biri Os