M. Fahri Utkan

Yeni Asya

Üstad, Üstad'ı anlatıyor

Üstad Said Nursi acaba kendini nasıl ve ne olarak görmektedir. Kısa bir araştırma sonucu aşağıdaki bazı tanımlamaları tespit etmeye çalıştım. "...benim gibi zayıf ve kıymetsiz bir biçare.." (B.Lahikası.36) "...benim gibi zihni müşevveş.." (B.Lahikası.41) "...benim gibi az düşünen ve zuhurata tebaiyet eden ve tetkike vakit bulamayan bir insan.." (

Üstad Üstadı Anlatıyor - Üstad'ın kendini tanımlamaları

Üstad Bediüzzaman Said Nursi, "Maddî ve manevî bir sual münasebetiyle hatıra gelen bir cevaptır" başlığıyla, Emirdağ Lahikası 170 Nolu mektupta, önce soruyu sonra da cevabını vermiştir."Aziz, Sıddık Kardeşlerim! Deniliyor ki: "Neden nur Şakirtlerinin kuvvetli hüsnü zanları ve kat'î kanaatleri, senin şahsın hakkında nurlara daha ziyade şevklerine me

Arkadaşım Yeni Asya

Evet, benim en iyi arkadaşlarımdan biri belki de birincisi, "Yeni Asya" 'dır.Bu arkadaşlık 1972 yılından beri devam ediyor. O günlerde bir akşamüstü işten çıkmaya hazırlanırken, başka bölümde çalışan bir ağabey masamızın üstüne 'Yeni Asya' gazetesini bıraktı ve "Bir ara bakarsınız, beğenirseniz okursunuz" dedi. Ben hemen elime alıp bir göz gezdirdi

Okumalarımızı verimli yapmak

Üstad "Ey kendini insan bilen insan. Kendini oku! Yoksa hayvan ve camid hükmünde insan olmak ihtimali var." (Sözler.730) demektedir.Zübeyir Gündüzalp ise, "Okumak, okumak, okumak. Dem ve damarlarımıza karışana kadar okumak." demektedir. Görüldüğü gibi okumak, biz Müslümanlar, özellikle Risale-i Nur talebeleri için önemli hale geliyor. Okumak, öğren

Zalimlere destek olanlara karşı

Bilindiği gibi Üstad Bediüzzaman 31 Mart olayında idamla yargılanıp beraat ettiğinde, mahkemeye teşekkür etmeyerek, Bayezid'den tâ Sultanahmet'e kadar, "Zalimler için yaşasın!" nidâlarıyla ilerlemiştir.Zalim bir kişi veya kişiler olduğu gibi topluluklar, devletler de olabilir. Zalim olarak adlandırılanlar merhamet, şefkat ve sevgi gibi duygulardan

Hürriyet ve adalet

M. Akif Ersoy, "Ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım." dediği gibi Namık Kemal de, "Ne efsunkâr imişsin ey didar-ı hürriyet!" demektedir.Fakat bizler hala hürriyeti konuşuyoruz. Üstad Said Nursi, "Ekmeksiz yaşarım hürriyetsiz yaşayamam." diyor. Peki, hürriyet nedir, nasıl anlamalıyız Üstad'a da aşiretlerde dolaşırken bunu da sormuşlar. "Sual

İstihrac-ı esrar veya hakikat keşşafları

Risale-i Nur'da hakikat, esma-i İlâhîye'nin eşya ve hâdisedeki tecellisi olarak işlenir. Âlemde her ne var ise her birinin hakikati de bütün kâinatın hakikati de İlâhî isimlere dayanır. Başa gelen, yaşanan, içinde olunan, hemen her şey İlâhi, bir ya da birçok esmanın tecelli ve tezahürü ile hakikat kazanır.Üstad, "Hakikat-ı mutlaka, mukayyet enzar

Bir elmayı halk eden kim ise...

"Evet, Nasıl ki bir elmayı halk edecek; elbette dünyada bütün elmaları halk etmeye ve koca baharı icad etmeye muktedir olmak gerektir. Baharı icad etmeyen, bir elmayı icad edemez. Zira o elma o tezgâhta dokunuyor. Bir elmayı icad eden, bir baharı icad edebilir.Bir elma; bir ağacın, belki bir bahçenin, belki bir kâinatın misal-i musağğarıdır. Hem sa

Tebliğde metodumuz

Bilen konuşur, ama doğru konuşması ve yerinde konuşması gerekir. İman hakikatlerinden haberdar olan bir kişi bunu başkalarına da aktarmak isteyip onların da haberdar olması sağlamak ister.Kültürümüzde buna nasihat deniliyor, hepinizin bildiği gibi. Bu özellikleri kendisinde barındıran kişiler toplumda öğretmenler, imamlar, din hocaları, vaizler ola

Hz. Mevlana bu zamanda olsaydı

Peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadır: "Şüphesiz ki, Allah her yüzyılın başında bu ümmete dinî işlerini yenileyecek bir Müceddid gönderecektir." (Ebu Davud, Melahim, 1)Müceddid, yenileyen, yeni bir şekil veren, yeniden güçlendiren anlamında olduğu gibi Hz. Peygamberin (asm) sünneti terk edilip bid'atlar yayılınca insanlar