Kâzım Güleçyüz

Yeni Asya

56. yıl

55 yıl önce büyük ideallerle yola çıkan Yeni Asya, çıkış noktasında belirlediği çizgi ve istikametten hiç sapmadan, çetin ve zorlu yürüyüşünü kararlılıkla devam ettirerek bugünlere ulaşmayı başardı.Bu çizgide bir hizmet yılı daha geride kaldı; Yeni Asya 56. yaşına girdi. Dile kolay; yarım asır artı beş yıl... Yeni Asya'nın hiçbir dönemi rahat değil

Hürriyet ve ahlâk

Üstadın Beşinci Şua'da yaptığı izahlar, hürriyete hitabındaki uyarılar bağlamında da dikkat çekici:"Serkeş ve sarhoş ve sersem nefisleri başıboş bırakarak, hürmet ve merhalet gibi nuranî zincirleri çözer; hevesat-ı müteaffine kokuşmuş hevesler bataklığında birbirine saldırmak için cebrî zorlamalı bir serbestiyet ve ayn-ı istibdat bir hürriyet verme

Sivil toplum ve devlet

Bunca zamandır yaşadığımız demokrasi tecrübesine ve bu kadar olup bitenlere rağmen toplum, antidemokratik ve hukuk dışı uygulamalara karşı örgütlü ve güçlü bir sivil tepki ortaya koyma noktasına henüz gelebilmiş değil.Merhum Demirel'in zaman zaman söylediği "Bizdeki demokrasi halksız demokrasi" beyanı tam da bu durumu tarif ediyor. Bu durumu aşmak

Demokrasiye toplum sahip çıkacak ki...

Üstad şarkta meşrutiyet ve hürriyeti anlattığı muhataplarını, bu değerlerin oraya ulaşmasını engelleyecek eşkıyaların önünü kesip demokrasinin gelişini hızlandıracak "bir yol veyahut balon" yapmaya davet ediyor.Uçağın henüz keşfedilmediği, ama havadan ulaşım aracı olarak balonun kullanıma girdiği bir dönemde. "Ona çabuk gelmek istiyorsanız, işte ma

Risale-i Nur kâfidir

Bediüzzaman Nur Talebelerine "Risale-i Nur kâfidir" diyor. Zübeyir Gündüzalp de "Risale-i Nur'da herşey var" diyerek aynı manayı ifade ediyor, ama insanın sathî nazarla baktığında göremediğini söylüyor.Gerçekten Risale-i Nur adeta ucu bucağı belli olmayan, derinliği de ölçülemeyen bir derya. Çünkü Rabbimizin beyanıyla "yaş ve kuru herşey içinde bul

Demokrasi sınavlarını geçmek için

Üstad 31 Mart sonrasında yargılanıp beraat ettiği Divan-ı Harb-i Örfî müdafaasının sonuna koyduğu ve "Ey eski çağların cihangir Asya ordularının kahraman askerlerinin ahfadı (torunları) olan vatandaşlarım ve kardeşlerim! 500 senedir yattığınız yeter. Artık uyanınız, sabahtır" diye başlayan metnin devamındaki satırlarda şöyle diyor:"Meşrutiyet-i meş

Bu krizden hukuk ve demokrasiyle çıkılır

Dokuz yıla yakındır devam eden ve 15-20 Temmuz sonrasında yapılanlarla çok farklı boyutlar kazanan süreçte yaşananların her alanda ortaya çıkardığı maliyet bilançosu giderek daha da ağırlaşıyor.Bunları madde madde özetlersek: Demokratik hukuk devleti kriterlerinden iyice uzaklaştık. Seçilmiş Meclisin ağırlığı ve işlevi tamamen kayboldu. Yargı, çok

Darbelerle hesaplaşma denirken...

Ergenekon ve Balyoz gibi davaların fiyaskoyla sonuçlanıp dahası tersine dönerek yargı eliyle yapılan misilleme ve rövanş operasyonlarını tetiklemesi; 12 Eylül davasının Evren ve Şahinkaya ile sınırlı tutulup, onlar ölünce düşmesi; 28 Şubat davasının da sadece asker kanadındaki bazı isimlere güya ağır cezalar verilmesine karşılık, hüküm giyip tutukl

Mecelle'den anayasaya

Bediüzzaman, bir asrı aşkındır üzerinde çalışılıp içinin doldurulmasını bekleyen çok önemli tesbitlerinden birini şöyle ifade ediyor:"Hakaik-ı meşrutiyetin demokrasi prensiplerinin sarahaten açıkça ve zımnen örtülü olarak ve iznen müsaade edip onaylamak suretiyle dört mezhepten istihracı mümkün olduğunu dava ettim." (Eski Said Dönemi Eserleri, s. 1

Talat Aydemir'den bugünlere

Öğretmenlikten emekli olmuş bir okuyucumuzdan aldığımız mesaj:"Ankara yıllarımda, Talat Aydemir'in ihtilâl girişimine katılan ve harp okulundan atılan yaşça benden büyük biriyle mesai arkadaşlığı yapmıştım. Okuldan atılmış, ama başka bir ceza almamış. Niye almadığını 'Biz komutanlardan birini yakalama emrini yerine getirmiştik. Ceza alanlar komutan