İsmail Kılıçarslan

Yeni Şafak

"Değişmez" denileni değiştirmek

Üniversite sınavına gireli 30 yılı aştı. Mart ayında yapılan ÖSS'de işler benim açımdan yolunda gitmişti. Ancak Hazirandaki ÖYS'nin sabahına kuvvetli bir baş ağrısıyla uyanmıştım. Sınav boyunca zonklayan başım, potansiyelimin en az 8-10 net altında kalmamı sağladı. İstanbul Hukuk beklerken Marmara İlahiyat geldi. "Nasip" deyip yoluma devam ettim el

Bu sefer de madde madde anlatmak istedim

1.İsrail isimli terör organizasyonuyla kim savaşırsa savaşsın, kim ona bir zarar verirse versin fark etmez. Yerim İsrail'in karşısı, yanım İsrail ile çatışanın yanıdır. Bu, tartışmaya kapalıdır. 2. İran, İsrail ile savaşırken yanım sadece bu ilk maddeden hareketle İran'ın yanı değildir. İran'ı destekliyor olmamın iki net gerekçesi daha vardır. Bunl

Derd-mendim

Dervişe "dert nedir" diye sormuşlar. Derviş bu kez cevap vermeye hazırlıklı da değilmiş, hevesli de. "Boğulmaktır" diye kestirip atmış. Soran konuşmaya pek hevesliymiş. "Zorda kalmaktır diyenler de var" deyip ilerletmek istemiş sohbeti. Derviş bu kez de "zorda kalmanın esası tıkanmak, tıkanmanın esası boğulmaktır. İnsan dediğin pek meraklıdır kendi

Kaçınılmaz sona doğru bir adım daha

Yazımı cuma namazından hemen önce kaleme alıyorum. Yani ben yazımı yazarken İsrail, İran'a vuralı ve aralarında çok kritik askeri personelin de olduğu İranlıları öldüreli 10 saate yaklaşmıştı. Belli ki İsrail, Gazze'de sahip olmadığı istihbarata İran'da, Tahran'da, Tebriz'de sahip. Nokta atışlarla kilit isimleri öldürebilecek istihbaratı edinmiş. B

Bizim kuşak bu utançla yaşamaya alışık zaten

"Utanç" evet. Bunu başka türlü tanımlayabilmenin imkânı yok. İki yıla yakın bir süredir Siyonist terör örgütü İsrail'in soykırımını "sadece seyrederek" devam ediyoruz hayatımıza ve evet, bunun tam adı utanç. Ama alışığız biz utançla yaşamaya. Yine de bütün analizlerin, bütün amaların, bütün fakatların kıyısında durup tekrar tekrar hatırlatmalıyız b

Üryan gelip üryan gidene

Dervişe "bayram nedir" diye sormuşlar "Allah'tan gafil olmamaktır" diye cevap vermiş ve eklemiş: "Her ne kadar aslında Allah'tan gafil olmak imkânsız olsa da bunu size anlatmanın bir yolunu bilmediğim için böyle veriyorum cevabı." "Zikirden gafil olacağına zikirde gafil ol" demişti bir başka derviş. Aslında bu dahi çok açık bir cevabıdır meselenin

Teşekkür, takdir, cevap hakkı

Salı gün yayınlanan "Türkiye Paçozluk Olimpiyatları" yazımın ardından çok önemsediğim bir şey oldu. Yazıma, düzenledikleri Baharfest bağlamında konu ettiğim Kütahya Dumlupınar Üniversitesi'nin rektörü Süleyman Kızıltoprak beni aradı ve "o iş öyle değil, bildiğiniz gibi değil" dedi. Önemsediğim şey de bu oldu. Burnundan kıl aldırmayan, en küçük eleş

Türkiye paçozluk olimpiyatları

Türkiye, giderek paçozluğun kendisine her bakımdan alan bulduğu bir ülke oluyor. "Tarhana içip dürüm yiyen felsefeden, kola içip hamburger yiyen Kur'an'dan anlamaz" diyen paçozu filozof, "Filistinli diye toprağını satan adama derler" yalanını dolaşıma sokan müptezele tarihçi, her yıl çıkardığı ciltli Mustafa Kamal kitaplarıyla köşelik olan madrabaz

Cehennem dediğinde dal, odun yoktur

Dervişe sormuşlar: "İmtihan nedir"Güzel bir günündeymiş. "Beni imtihan etmek niyetinde misiniz" diye cevap vermiş derviş. Sonra anlatmaya başlamış."Altın ateşte, insan mihnette belli olur" dermiş eskiler. Kulun imtihanı ne kadar ağır olursa sevabı da o denli çok olur diye düşünmüşler. Doğrudur bu. Doğrudur ama tek cevap değildir. Daha doğrusu imtih

Diren ayol!

ÖDTÜ'deki onursuzluk yürüyüşünde konuşan LGBT sözcüsünün sözlerini yazayım önce: "LGBT fobiye, Aile Yılı'na, devlet ve erkek şiddetine, mülteci düşmanlığına, hayatlarımızın her köşesine sirayet eden erkek egemen iktidarlara, hukuksuzluğa ve kayyumlara direnen lubunyalar olarak 13. ODTÜ onur yürüyüşümüzü gerçekleş-tiriyoruz. Devlet eliyle hayatlarım