Domuz sürüsü tüm insanlığa karşı: Genocide değil biocide

Aydın Ünal abi yayında Mustafa Özel'in tespitini, daha doğrusu kavramsallaştırmasını söyleyince taşlar iyice yerine oturdu zihnimde. Bence bu domuz sürüsünün Gazze'de giriştiği kötülüğün tam adı "biocide" yani "varlık kırım."

Anlatayım.

"Soykırım" kavramını ilk kez 1944 yılında Polonyalı avukat Raphael Lemkin atmış ortaya. Hitler Almanya'sının Yahudilere uyguladığı sistematik şiddeti anlatmanın bir yolu olarak icat etmiş kavramı.

Ardından "soykırım" hukuk için pek çok yaptırımı olan bir gerçekliğe dönüşmüş. Bugün güya soykırım insanlık için "Nerede ve nasıl olursa olsun engel olunması gereken bir insanlık suçu" durumunda. Niçin "güya" dediğimi izaha hacet yok. Srebrenitsa'da, Doğu Türkistan'da, Ruanda'da, Myanmar'da, Güney Afrika'da bütün insanlığın gözü önünde soykırımlar işlendi ve güya modern dünya bu soykırımların hemen hepsini seyretmekle yetindi.

Diğer yandan da soykırım kavramının kendisinden Siyonistler kadar nemalanan herhangi bir insan topluluğu olmadığını da hatırlatayım burada. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Yahudi sermayesi "bitmeyen bir mağduriyet ve meşruiyet inşası" için "soykırım endüstrisi" olarak isimlendirilen devasa bir endüstri oluşturdu. Katalizör olarak Holywood'u kullanan bu endüstri, filmlerle, kitaplarla falan "İsrail'in domuzluğunu maskeleme görevi"ni hakkıyla yerine getirdi.

Ersin Çelik'in ifadesiyle "Gazze'de olan bitenle narkozdan uyanan batı dünyası" her türlü domuzluğunu maskeleyen İsrail'in ne aşağılık bir katil şebekesi olduğunu geç de olsa fark etmiş oldu.

Bu burada bir dursun.

Madem ki Raphael Lemkin bütün gezegeni dehşete düşüren bir şiddet üzerinden dünyaya genocide/soykırım kavramını önerdi. Biz de Gazze'de an itibariyle yaşanan dehşeti Mustafa Özel'in önerdiği kavramı tanımlayalım: Biocide / varlık kırım.

Bu kavramı çok isabetli buluyorum zira bu domuz sürüsünün yarattığı dehşet sadece "geno"ya, bir insan topluluğuna, bir kavme, bir kabileye, bir millete yönelik değil. Bütünüyle "Varlığın kendisine düşman bir domuz sürüsü"yle karşı karşıyayız zira.

İsrail sadece insana değil, insanın eliyle, emeğiyle ortaya koyduğu her şeye değil, insana ihsan olarak verilmiş nimetlere de düşman. İnsanlara, hayvanlara, bitkilere, evlere, çadırlara, hastanelere, havaya, suya, ağaca… Her şeye düşman bir zihinden söz ediyoruz.

Bu da burada bir dursun.

Dünyadaki İsrail karşıtlığı İsrail'in tarihi boyunca hiç olmadığı kadar yüksek oranlara erişmiş durumda. İnsanlar artık İsrail'i "Hitler'i bile geride bırakan bir şiddetle özdeş" hale getirdi. Bu saatten sonra İsrail Gazze'yi bütünüyle alsa bile İsrail'in bu algısı değişmeyecek.